Değerli okuyucularımız, geçen yazımızda Hava Akımı Sendromu konusuna işaret etmiştik.

Bu sayımızda da bu akımın insanları mevsim geçişlerinde etkilemesiyle ilgili diğer birkaçkonuya daha değineceğiz;

Bizi takip eden okuyucularımızın hatırlayacağı gibi insanların ömrünün geleneksel tababette mevsimlere benzetildiğini biliyoruz;   Bu benzetmenin bizde divan şairlerinin şiirlerinde de ele aldığını örnek olarak Lütfi Divanında da (bkz. 798 beyit) ilkbahar çocukluk mevsimine, yaz gençlik mevsimine, sonbahar olgunluk mevsimine ve kışı ihtiyarlık mevsimine benzetilmekte;

Peki bu genel benzetmeye rağmen bir diğer açıdan bakıldığında insanlarda ölüm oranlarının genellikle ilkbaharda ve sonbaharda artıyor olmasının sebebi nedir?

Bunun sebebi elbette Allahü âlemdir; Yani Allah bilir; Ama tıp otoritelerinin yaptığı çalışmalar ışığında konuyu Hava Akımı Sendromu perspektifinden değerlendirdiğimizde normal dengesi yerinde olan bünyeler geçiş dönemlerine adapte olurken alerjik bünyelerde toksikifasyon süreci, ağır metal birikimleri, yüksek alerjik reaksiyonlar nöropatik hadiseler, otonom sinir sisteminde oksitlenmeler vs. durumları olan bünyeler bu hava akımı denilen sendromu olumsuz etkilenerek geçirirler.

Bu durumdaki bazı bünyeler ise bu süreçten aşırı derecede etkilenerek hayati risk oluşabilecek derecede yüksek reaksiyonlara girebilmektedir.

Bu vesileyle buradan bilim adamlarımıza bir çağrıda bulunarak ilkbahar ve yaz dönemlerinde yaşanan ölüm oranlarının artışında ne gibi sebepler olabilir veya bu sebeplerin etkisi ne kadardır? Bu aslında ciddi bir araştırma konusudur.

Bu gerçeğe göre;

İnsanlar hemen şöyle bir soru yönetmekte? Sağlıklı bir bünyeye kavuşmak için neler yapmamız lazım?

Aslında yağmur yağarken ıslanmamak için şemsiye kullanmak da bir tedbirdir ama araçiçinde olmak daha sağlıklı bir tedbirdir. Yağmurlu havada evden çıkmamak ise daha sağlıklı bir tedbirdir.

Bu örnekten yola çıkarak bulunduğumuz şehirde yaşayışımıza ve doğal beslenmeye olanca derecede dikkat etmek bir tedbirdir ama doğal beslenebileceğimiz bir hayat tarzı kurabilmek daha sağlıklı bir tedbirdir.

En sağlıklısı ise temiz gıda, temiz hava, temiz su bulunan atmosferlerde yaşayabilmektir.

Peki bu imkanı yakalayamayanlar ne yapabilmelidir?

Böylesi rahatsızlıkları olup bu geçiş dönemlerinde olumsuz etkilenmemek veya en az etkilenmek için neler yapılmalıdır?

Basit düzenlemeler;

Bu tür kimselerin de öyle endişe etmesine gerek yoktur;

Geçiş dönemlerinde hayatına birkaçbasit düzenleme getirmesi yeterli olacaktır;

Klinik bilgilerimize göre basit birkaççözüm örneği vermek gerekirse:

Bu tür geçiş dönemlerinde yemek çeşitlerini azaltmak lazım.

Ağır gıdalar yerine hafif gıdalar tercih etmek lazım.

Fazla yememek lazım;

Mümkün olduğunda haftada bir hatta iki gün oruçtutarak da olsa vücudu dinlendirmek lazım;

Vücudu yormamak lazım;

Çalışma düzenini mesai saatlerini düzenlemek ve uyku düzenini önemsemek lazım;

Hatta bu kimseler mümkün olursa yıllık izinleri bu günlere denk getirmeye çalışırsa bu günleri dinlenerek geçirme şansını da yakalamış olurlar;

Giysilerimizde sentetik elyaf vb. değil de pamuklu ve yünlü içelbiseler giymeye dikkat etmek lazım.

`height=

Ve ayakkabılar;

Ayakkabıların tabanlarını elektriksel akımı engellemeyecek şekilde giymek lazım.

Deri, kösele tabanları bulunan iskarpin dediğimiz ayakkabılar bu konuda oldukça sağlıklıdır.

Aksine bazı spor ayakkabıları dâhil olmak üzere hazırlanırken elektriksel akımı geçirip geçirmediği hesap edilmeyen ayakkabılardan bu mevsimlerde uzak durmak lazım;

Bu anlamda çok kaliteli ve bu özelliği hesaba katılan ayakkabılar da olmakla birlikte çoğunda bu problem var;

Ayakkabıları hazırlarken ortopedik ayakkabı konusuna önem verilmiş ama ayakkabıların tabanlarının topraklama, nötrleme özelliği var mı yok mu buna hiçbakılmamış.

Topraklama hattı ayakkabılarda da sağlanmalıdır.

Biliyorsunuz binalarda toprak fazı vardır ve topraklama elektrik akımı için önemlidir. Kaçak elektriği akıtan fazdır. Buna topraklama deniliyor. Kaçak elektrik toprağa akar;

Vücutta da topraklama ayak tabanlarından sağlanır.

O yüzden belirli zamanlarda ayakları çıplak halde toprağa basmak önerilir. Çevremizde ayak basacak toprak kalmaması bu açıdan çok vahimdir; Her yer beton her yer asfalt olmuş yerlerde insan toprağa hasrettir.

Bununla birlikte ayakkabı üretirken en azından topraklamayı sağlayacak tabanlıklar üretmek ve bunları ayakkabıda uygulamak sağlık açısından son derece önemlidir.

Sağlıcakla;