Belma Uysal koltuğunun altında pek çok marifet taşıyan bir entelektüel, başarılı bir iş insanı. Özel sektör kuruluşlarında görev alarak eğitim danışmanlığı, müdürlük, direktörlük hizmetlerinin ardından halen genel müdürlük yapmakta olan Belma Uysal iş hayatında beraber çalıştığı, yolları kesiştiği, proje yönettiği şahısların her birinin farklı iş tutuşlarını, problem çözme yollarını keşfetmesiyle birlikte enneagrama 'merhaba' demiş.

Çalışanların mizaçlarıyla ilişki ve iletişimleri arasında kuvvetli irtibatlar bulunduğunu, böylelikle, insanları birbirine uyumlu ya da uyumsuz hale getiren temel etkenin mizaçolduğuna vurgu yapan Belma Uysal ile öznesinde enneagram olan bir e-sohbet gerçekleştirdik.

Mülakatımıza yaptıkları değerli katkılar için Rüştü Yapıcı`ya, Mustafa ve Büşra Ağır`a teşekkür ediyorum.

Merhaba. Belma Hanım, öncelikle yoğun gündeminiz arasında bizlere vakit ayırdığınız için teşekkür ediyorum. Sizi tanıyoruz. Bununla birlikte 'ettekrar-ü vel ahsen' kabilinden kısa hayat hikâyenizi okuyucularımız için istirham ediyoruz;

Kıymetli Hocam, İstanbul Ü niversitesi matematik bölümünden mezun oldum. Ardından Marmara Ü niversitesi eğitim yönetim ve denetimi alanı yüksek lisans programını bitirdim. Halen aynı bölümde doktora tezi yazma çalışmalarım devam etmektedir.

`height=

Lisans mezuniyetimin akabinde hep özel sektörde çalıştım, genel müdürlük ve yönetim kurulu üyeliklerinde bulundum. Özel öğretim kurumları ve insan kaynakları sektörü görev yaptığım alanlar oldu. Sivil toplum örgütlerinde yöneticilik yapma ve organizasyonel anlamda deneyimler elde etme fırsatı buldum. MÜ SİAD Akademi kurucu üyesi olarak iş dünyasına yönelik çalışmalarımız oldu. Ü niversitede ders verdiğim alanlar ise bilimsel araştırma yöntemleri ve yönetim bilimine dair derslerdir. Halen Londra`da yaşıyorum, burada yeni kurduğum bir yönetim ve eğitim danışmanlığı şirketim var. Çalışmalarımı bu minvalde devam ettiriyorum.

Belma Uysal: Günümüz insanı anlam arayışında.

Geride kalan 20 yıllık çalışma hayatı size neler öğretti?

Günümüzde yüksek rekabetin de etkisiyle çalışma koşulları insanları maalesef kendinden uzaklaştırmaya, hayatın ve varoluşun anlamını yitirmesine sebep olabiliyor. Çalışanlarla yaptığım görüşmelerde sık sık duyarım: Kendimi bazen bir ağaçta sallanan yaprak gibi hissediyorum, diye. İnsanlar bir anlam arayışına giriyorlar fakat ne neyi aradıklarından eminler ne de gittikleri yoldan;

Sürekli olarak 'gelişim'den bahsediliyor, insanlar çeşitli eğitim programlarına, kamplara katılıyorlar. Fakat bazen neyi, niçin yaptığımızı unuttuğumuzu düşünüyorum. Sanki sürekli olarak arkamızdan kovalayan biri varmış gibi sağa, sola kaçışıyoruz. Ama bizi kovalayanın ne olduğunu bir türlü göremiyoruz.

Ben de yıllarca bu arayışların içinde döndüm durdum. 'Hatasız yapmalıyım, planlamalarım detaylı ve kusursuz olmalı, her işe yetişmeliyim, gündemi takip etmeliyim, gelecek öngörülerini elden bırakmamalıyım; ' düşünceleri zihnimi kemirdi durdu. Mesai saati gözetmeksizin çalışmaktan, haftasonları da dâhil işe gitmekten dolayı çocuklarımın nasıl büyüdüğünü bile göremedim açıkçası.

Şimdi geriye dönüp baktığımda öğrendiğim en önemli husus, ailemin benim için ne kadar kıymetli olduğu. İş ortamında 'en mutluyum' dediğim anlarda aldığım haz, ailemle birlikteyken tattığım mutlulukla kıyaslandığında inanın çok cüzi. İnsanın hayatındaki arkadaşları, dostları bir gün bir yerlere dağılabiliyor ama ailenin yeri hep çok değerli ve özel kalıyor.

'İşler hiçbitmiyor, bitmeyecek; '

Öğrendiğim bir diğer nokta ise 'işler hiçbitmiyor ve bitmeyecek.' Bu nedenle kişinin hayatında iş ve rahatlama, sosyal aktivite, eğlenceli anlar, hobiler gibi hayattan keyif almasını sağlayacak unsurların dengeli olması gerekiyor.

`height=

'Arkamızdan kovalayan falan yok!'

Bir başka husus ise, arkamızdan kovalayan falan yok. Bu baskıyı kendimize kendimiz kuruyoruz aslında. Belki kişisel hayat planımız olmayışından, belki gereksiz hırslarımızdan, belki de bulduğumuz bahaneler ile kendimizi bu moda sokuyoruz. Zaman zaman yavaşlamak, durup düşünmek, 'neyi neden yaptığımızı sorgulamak' üzerimizdeki baskıdan bizi kurtarıyor. Böylelikle bir bakıyoruz ki, 'muhakkak yapmalıyım' dediğimiz şeyler bile aslında yapılmasa olurmuş.

Yani insanın dünyadaki varlık sebebi ile iş yaşamı arasındaki kurduğu dengenin mutedil oluşunun bireyin psikolojik, sosyolojik ve fizyolojik olarak sağlıklı olmasının temel taşı olduğunu düşünüyorum.

Buradan konumuza doğru ilerleyelim yavaş yavaş! Enneagram ile nasıl tanıştınız?

Yıllar önce yöneticiliğe ilk başladığımda fark ettiğim şöyle bir husus oldu. Aynı işi farklı kişilere farklı şekilde açıklıyor ve iş yapışlarını yine farklı şekilde denetliyordum. Bunun üzerine kendimi sorgulamaya giriştim: 'Ben aynı benim, iş aynı iş. Ben niçin aynı işi kişilere göre farklı şekilde tebliğ ediyorum' diye. Çalışmalarımı önce kişilik üzerinde yoğunlaştırdım.

Belma Uysal: Ben enneagramla tanışmadan önceki ben değilim artık.

Kişilik ve mizaçayrımı farkındalığından sonra çalışmalarımı mizaçüzerine yoğunlaştırdım. Önce kendimi tanıma, sonra en yakınımdakileri tanıma, daha sağlıklı iletişim ve etkileşim kurma üzerine çok faydalarını gördüm. Ben enneagramla tanışmadan önceki ben değilim artık????

Enneagram nedir? Tarihçesine değinir misiniz?

Tarihi kökenleri Antik Yunan, Mısır, Hindistan ve Anadolu tasavvufuna kadar uzanır. Enneagram kelimesi Ennea (dokuz) grammos (noktalar) kelimelerinden türemiştir. Bu model 20.yy`ın ikinci yarısında Oscar İchazo ve psikiyatr Claudio Naranjo`nun katkılarıyla bir mizaçmodeline dönüşmüştür.

Aslında Hipokrat`tan günümüze kadar kişilik ve mizaçüzerine kuramlar geliştirilmiş farklı sınıflandırmalar yapılmıştır. Mizaca göre sınıflandırmayı ilk olarak MÖ.4. yüzyılda yapan Hipokrat, beden kimyasının mizacı önemli ölçüde etkilediğini ileri sürmüş ve sınıflandırmasını neşeli mizaç, soğukkanlı mizaç, kozgon mizaçve melankolik mizaçolarak dört grupta incelemiştir. İbn Sina ise mizacı sağlık, vücut özellikleri gibi hususlarda tıp bilimi açısından incelemiştir.

Bu ilim doğudan batıya gitmesine rağmen ülkemize ne kadar yansıma bulmuş?

Evet, İbrahim Ethem Bey, sizin de belirttiğiniz gibi Enneagram`ın özellikle son yıllara kadar ülkemizde pek yansıma bulduğunu söyleyemeyiz. Bunu akademik çalışmaları kıyaslayarak söyleyebiliriz. Batıda Enneagramla ilgili yapılmış çok fazla çalışma varken ülkemizde son yıllarda akademik çalışmalara girmiştir. Bununla birlikte günümüzde pek çok insanın mizaçve enneagram ile ilgili farkındalığı ciddi anlamda artmıştır.

`src=

Dünya ve Türkiye uygulamalarından bahseder misiniz?

Enneagram günümüzde Stanford MBA programının ders programında, USC ve UCLA MBA programının liderlik eğitimlerinde yer almaktadır. Harvard Hukuk Fakültesi`nde uygulamalı mahkeme savunmalarında pratik edilmektedir.

Google, eBay, Yahoo, Sony, CSC, Oracle, Adobe, HP, Logitec, Boeing, GlaxoSmithKline, DuPont, Motorola, Hewlett Packard, Disney, Panasonic, Johnson& Johnson, Westinghouse Electric, Apple ve daha birçok şirket Enneagram yöntemini kullanmaktadır.

Ü lkemizde k12 düzeyindeki okullarda enneagram mizaçtemelli uygulamalar yer almaya başlamıştır. Fakat henüz olması gereken seviyededir demem zor olur.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk`un mizaçlarla ilgili kitapları var. Enneagramın MEB`de uygulaması yapılsa eğitimin sitemine ne türden katkıları söz konusu olur?

Öğrencilerin mizaçözelliklerinin bilinmesi ile öğrenme motivasyonlarından tutun seçecekleri mesleklere kadar pek çok alanda doğru ve etkili adımlar atılmasına destek olacaktır.

Örneğin günümüzde öğrenciler üniversite sınavından aldıkları puanlara göre bir bölüme yerleşiyorlar. Fakat o yerleştikleri bölüm mizaçları ile ne kadar uyumlu, o bölümde mutlu olacaklar mı, ileride o işi yaparken haz alacaklar mı, işine tutku ile bağlı olacaklar mı gibi pek çok sorunun cevabı belli değil. Ama öğrencinin mizacının yatkın olduğu bölümleri öncelikli olarak tercih etmesi sağlanırsa ileride mutlu bir birey olması için önemli bir adım atılmış olacaktır.

'Her mizacın avantajları ve dezavantajları vardır.'

Her mizacın avantajları ve dezavantajları vardır. Öğrencilerin avantajlı olduğu yönler daha fazla öne çıkarılırsa fark oluşturan sonuçları elde etme olasılığı yüksektir. Bununla birlikte dezavantajlı olduğu yönleri bilinirse bu alanlarda eksikliklerin aşama aşama giderilmesi için çalışmalar yapılabilir.

Sufi psikolojisi-enneagram ilişkisine dair neler söylemek istersiniz?

Kökeni 1000 yıl öncesine dayanan Enneagram bir Sufi öğretisidir. 20 yy`a kadar şifahi gelenekle varlığını devam ettirmiştir. Enneagramın temelinde sufilerin insan tanıma öğretisi yer almaktadır. Hz. Mevlana, Yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Veli, Tabduk Emre gibi değerlerin öğretilerinde 'insan ve insanın anlam arayışı' temeldir. Enneagramda da önce insanın kendisini anlaması temel alındığından ötürü Sufi öğretisi ile şekillendiğini söylemek mümkündür.

Şeyhlerin, yaptıkları derinlemesine tahliller ve içöngörülerle müritlerinin artılarını ve eksilerini bilerek hareket etiklerini, kendilerine mizaçlarına göre görev ve yetkiler verdiklerini biliyoruz. Bu hususta neler söylemek istersiniz?

'Allah insana kaldıramayacağı yükü yüklemez' ayetinde de buyurulduğu gibi aslında bize dert, sıkıntı gibi gelen hususlar belki de bizim kendimizi ve yapabileceklerimizin geniş çapını görebilmek için işaretler olabilir. Ama bizler kişisel olarak artı ve eksi yönlerimizi tam olarak kavrayamadığımız için karşılaştığımız bu işaretlerden yeterince anlam çıkaramıyor ve faydalanamıyor olabiliriz.

Bizden bağımsız olarak bizi iyi tanıyan bir yol göstericinin işaretleri bizim kendimizi keşfetmemizde güçlü bir ışıktır. Şeyhlerin, müritlerinin kâmil insan olma seviyesine erişmeleri için kişinin dezavantajlarını törpüleyecek, avantajlarını ise faydaya çevirecek farklı görev dağılımları yapması bundandır.

Buradan hareketle soracak olursak enneagram psikoloji biliminde bilimsel vakıaları konu edinen bir yaklaşım mıdır?

Enneagram Batıda özellikle psikoloji ve tıp biliminde geniş karşılık bulmuştur. Örneğin 2020 yılı içinde yapılan bir bilimsel araştırma ile mizaçtipleri ile kalp rahatsızlıkları arasındaki ilişki incelenmiş ve bazı mizaçtipleri ile kalp rahatsızlıkları arasında pozitif korelasyon bulunmuştur. Bununla birlikte liderlik alanlarında yapılan çalışmalar yer aldığı gibi eğitim-öğretim alanında da yapılan çalışmalar mevcuttur.

Ennegram insanı nasıl tanımlıyor?

Her insan doğumla beraber mükemmel bir donanımla dünyaya gelmektedir. Enneagrama göre insanda, 9 mizacın özellikleri az ya da çok seviyede bulunmakta, fakat bu 9 mizacın birisi diğerlerine göre ağır basmaktadır. Kişi, mizacında bulunan özellikleri sağlıklı kişilik seviyesine taşıdığında kâmil insan olma yoluna erişmiştir.

İnsanın kendini tanıması serüveninde enneagramın katkısı nedir?

Enneagram insanın kendini tanıması serüveninde bir ayna işlevi görmektedir. Aynadan yansıyanları kişi değerlendirir, farkındalığı artar ve kişisel bir gelişim gayreti içerisine girerse öncelikle içhuzuru bulmakla birlikte hayatta daha başarılı olma, mutlu bir aile ortamına erişme, iş ortamında daha üretken bir bireye dönüşme fırsatı yakalamış olur.

Yarın: Kişi kendisine yardım etmek istemiyorsa kimse ona yardım edemez.