Görkemli Süleymaniye Camiinin gölgesinde kalan çok önemli bir camiden bahsetmek istiyorum bu yazımda. Dıştan sade ve süslemesiz görünen Rüstem Paşa Camii`nin asıl zen­ ginliği son cemaat yerinden başlayarak içmekânda gittikçe artan çini süslemelerde kendini belli eder. Bu ölçüde ve zenginlikte çini süsleme Türk mimarisinde yalnız bu camide görülür. Örtü sistemine kadar bü­ tün duvarlar mihrap, mahfiller, payeler, kemer dolguları, kubbe geçiş­ leri hep çini kaplamalıdır. Buna rağmen çini kaplamalar, mimari hatla­ rı ezmeden ve mimari değerleri değiştirmeden sadece sihirli, mistik bir atmosfer yaratma yolunda kullanılmıştır. Bunun için girinti ve çıkıntı­ lar asgariye indirilerek çinilere uygun sadeleştirilmiş yüzeyler hazırlan­ mıştır. Bununla beraber pencerelerin sayıları ve ölçülerinde büyük bir gelişme de sağlandığından içini kaplayan çinilerden önce dış revakların avluya açılan revakları arasına daire biçiminde çini madalyonlarla laci­ vert zemine beyaz celi harflerle Allah, Muhammed ve ilk halifelerin ad­ ları yazılmıştır. Bunlardan üçü orijinal aslından, diğerleri sökülmüş ve yerlerine sonradan yenileri yapılmıştır. Son cemaat yeri beş kubbeyi ta­ şıyan kemerlerin üstüne kadar tamamı ile çini kaplamalıdır. 
Mimar Sinan camiyi, sonradan ustalık eserim diyeceği, Selimiye`ye hazırlık niteliğinde sekizgen bir yapıyla inşa etmiş. Ayrıca alt kısmına, caminin giderlerinin karşılanmasını sağlayacak dükkânları eklemiş. Altındaki bu bölümler sayesinde, normalde çukurda kalan cami Haliç`e hâkim bir konuma yükselmiş.
Camiyi yaptıran Rüstem Paşa`nın ilginçbir öyküsü vardır.
Rüstem Paşa Enderun`dan yetişmiş, çeşitli görevlerde bulunmuş­ tur. 1539 yılında Diyarbakır valisi iken Kanuni Sultan Süleyman`ın Hürrem Sultan`dan olan kızı Mihrimah Sultan ile evlenmesi sözkonu- su olunca, cüzamlı olduğu dedikodusu yayılmış. Bunun üstüne Kanu­ ni hekimbaşından cüzam hastalığının belirtilerinin ne olduğunu sor­ muş. Hekimbaşı:
-Cüzzamlının üstünde bit bulunmaz sultanım! diye cevap vermiş. Bu cevabı alan Kanuni, hekimlerinden Mehmed Ağa`yı Diyarbakır`a göndererek
Rüstem Paşa`nın durumunu kontrol etmesini istemiş.
Mehmed Ağa, gider gitmez Paşa`nın çamaşırlarını muayene ettirmiş, bunların arasında bir bit bulununca bu müjdeli haber hemen Saray`a bildirilmiş.
Durumu öğrenen Kanuni, kızını Rüstem Paşa`yla evlendirdiği gibi, Hadım Süleyman Paşa`nın yerine de sadrazam yapmıştır.
Rüstem Paşa`nın yıldızının parlamasının ensesinde bir bitin bulun­ masıyla gerçekleşmesi dedikodusu yayılıncadönemin şairlerinden biri, şu ikiliği üretmiş:
'Olucak bir kişinin bahtı kavi, talii yâr
Kehlesi dahi mahallinde anın işine yarar'
(Bir kişinin kaderi güçlü talihi kendisine yâr olunca, yerinde biti bile onun işine yarar)
Tarihçiler de bu bit olayını, kehle-i ikbal (iktidar biti) olarak nite­ lemiştir.
Cami Sadrazam Rüstem Paşa tarafından 1561`de Mimar Sinan`a yaptırılmıştır. Külliye biçiminde olan yapı, yanlardan basamaklarla çı­ kılan bir cami ve 16 dükkânın yanı sıra üçkatlı hanlar, çifte hamam, kervansaray, mahkeme binaları ile bodrumdan oluşmaktadır.
Sinan, camiyi çarşının ortasında çukurda, binaların arasında kalma­ ması, Haliç`e egemen bir konumda olması için çarşı ve bodrum tonoz­ ları üzerinde 6 metre yükseklikte yapmıştır.
Caminin yerinin ilk anda göze çarpmayışının, Süleymaniye Camii`ne göre konumunun o caminin dizi dibinde gibi oluşunun, Rüstem Paşa`nın Kanuni`ye bağlılığını göstermek için seçildiğini söyleyen yo­ rumcular vardır. Bu şiirsel yorumu Rüstem Paşa`nın çıkarcılığına ve pa- ragözlüğüne, masraftan kaçınmasına bağlayanlar da. Bir bu tartışmaları bir tarafa bırakalım yolumuz Eminönü`ne düşerse mutlaka ziyaret edelim. 
Kapı­ dan içeri girdiğinizde büyüleneceksiniz. Baharda açmış erik çiçekli pano, bulutlu mavi bir zemin üze­ rine, hemen hemen çinilerde görülen bütün çiçeklerle zenginleştirilmiş bir cennet bahçesini andıran cinilerin seyir zevkini çıkarın. Birbirine gelen çiçekli dallar, altta büyük harfleri andıran kordelavari iri uzun yapraklarla bağlanmış, bunların da içi sümbül dalları ile dolgulanmıştır. Altta iki yana uzanan iri lale­ lerin içi de çintemani motifleri ile süslen­ miş cinilere bakarken Kanuni dönemine yolculuğa çıkın. Kapının sağ tarafında, üslüplanmış nar çiçekleri ve saz denilen hançer yapraklardan ince dallarla birbirine bağlanan kompozisyonda kare çinilerin ortasına sonradan Kâbe tasvirli çiniye bakarken Osmanlı`nın ihtişamını yaşayın.