Dün akşam yine Mehmet Şevket Eygi Ağabey değişik bir mekâna götürdü beni. Tam adı: Derviş Baba, Deliler, Abdallar, Meczuplar ve Aşıklar Kahvehanesi.

Akşam yemeği için bizim lokantaya geldi Maraş`tan ziyaretine gelen Cüneyt Beyle. Aslında başka bir yere gideceklermiş akşam yemek için. Cüneyt Bey otomatik vites olduğu için Şevket Ağabey`in arabasını kullanmaya cesaret edememiş ve rotayı yürüyerek gelebilecekleri bizim Sultan Köşesi Restaurant`a çevirmişler.

Bu arada belirteyim ben de daha Şevket Ağabey`in arabasını kullanmaya cesaret edemiyorum! Yemekten sonra Şevket Ağabey 'Eğer vaktin varsa seni değişik bir yere götüreyim' diye teklif etti. Fırsatı kaçırır mıyım hemen kabul ettim. Haliyle Şevket Ağabey`in arabasıyla gidemezdik! O an restaurantta bulunan Emek Ü şenmez arkadaşımızın arabasıyla gittik.

Burası bir kahvehaneden çok çok öte bir yer. Belki bileniniz, gideniniz vardır ama ben ilk kez duyuyorum. Çünkü daha önce hakkında yazılar yazılmış, hatta Hürriyet Gazetesi`nden meşhur Ayşe Arman, kahvehanenin kurucusu Ali Denizci ile uzun bir haber röportaj yapmış. Orada teferruatıyla Deliler Kahvehanesi`nin hikâyesini okuyabilirsiniz. Ben burada uzun uzun yazmayacağım kuruluş hikâyesini ve kurucusu Ali Bey`in hayatını.

Derviş Baba Cafe2009 yılında Balat`ta açılmış. Derviş Baba Kahvehanesi`nin yerli ve yabancı turistinden, mahallelisine ziyaretçisi çok olsa da buranın öncelikli ve baş konukları mahallenin delileri ve garipleri. Haftanın belli günleri burada mesnevi sohbetleri, ney dinletileri gibi güzel etkinliklere katılabileceğiniz gibi, birilerine yardım etmek isteyen ama nereden başlayacağını bilemeyenlerin uğraması gereken bir yer. Çünkü burada organize edilen yardımlarla sokakta yatan ailelere evler kiralanıyor, ocaklarına aş konuyor, çocuklar giydiriliyor, hastalar ameliyat ettiriliyor, gönüllü öğretmenler kemandan yabancı dile kadar eğitim veriyorlar. Yalnız itiraf edeyim daha önceden duymamak, bilmemek benim eksikliğimmiş, bu vesile ile bu eksikliği gidermiş oldum.

Çalışanlar gönüllülük esasına göre çalışıyorlar.

Buranın ilginçdekoru, çeşit çeşit şifalı çayları, Şazili usulü kahveleri, özel tekke çorbası, ev yapımı tatlıları var. Şevket Ağabey ve misafiri kahve içtiler, ben ise anasonlu revani tatlısı ile çay tercih ettim. Biz giriş katında otururken üst katta sohbet toplantısı vardı.

Yukarıda sohbet bitince Deliler Kıraathanesi`nin kurucusu Ali Bey yanımıza geldi. Tabi ki daha önceden Şevket Bey`le tanışıyorlar.

Ali Bey`in gelmesiyle sohbetimiz koyulaştı. Sohbet mevzumuz Rus Müslümanları ve Rus başrahip Dmitri Smirnov un Müslüman ahlakını öven videosu etrafında oldu.

Ortodoks bir Rus papazı, şu mealde konuşuyordu: Kiliseme bağlı kimseler bana zaman zaman sorular yöneltiyor. Bunlardan biri şu: İhtiyar bir kadın, 'Papaz efendi, ben Pazar günleri kiliseye gelmek için otostop yapıyorum. Hıristiyan bir Rus otomobiline alırsa, benzin parası istiyor, bir Müslüman alıp götürürse, para istemiyor. Ne iştir bu?' diyordu.

Şevket Ağabey videoyu bize izlettikten sonra 'Batı Müslümanlaşırken, bizdeki bazı derin güçler, dindar halkı sekülerleştirerek İslam`dan kopartmaya çalışıyor.' diye devam etti sohbetine.

Ali Beyde Rusya`da yaptığı yardım faaliyetleri sırasında bir Rus papaz ile yaşadığı diyaloğu anlattı. 'Papaz kurban bayramında eti komşuları ile paylaşan Ali Bey`in maksadına mana veremiyormuş'

Uzayıp giden sohbetten saat bir hayli geçolduğu için, ayrılmak için Ali Bey`den müsaade istedik. Kalkarken hesabı istedik Ali Bey 'Benden olsun' dedi. Tabi ki Şevket Ağabey kabul etmedi ve hesabı ödedi.

Zaman bulursam tekrar bu ilginçkıraathaneye gidip sohbete katılmak isterim.