Dijital dünya her geçen gün gelişiyor. Bu gelişmenin sonucunda ise hiçummadığınız şeyler artık olabilir hale geliyor. Kuşaklar arası geçişin artık her zamankinden hızlı yaşandığı bir dünya oldu dijital dünya. Çünkü sanal ve dijitalleşen dünyada yeni şeyler oluyor. Bu yeni şey bütün dünya üzerindeki gençkuşağı etkiliyor, kendine çekiyor ve yeni bir akım ortaya çıkarıyor.

Şimdilerde sosyal medyada milyonlarca takipçisi olan Influencer denen kullanıcılar yaygınlaştı. Bu fenomenlerin bazen çarpık bir gerçeklik resmi çizdiklerini görüyoruz. Bu sanal gerçeklik gençler üzerinde olumsuz etkilere yol açabilirler. Özellikle onlara benzemeye çalışan gençlerin özgüvenleri büyük zarar görebilir.

Bir de artık sanal fenomenler ortaya çıktı. Instagram`da bir hayran kitleleri var. Büyük firmalarla sözleşmeler imzalıyor ve hatta markaların yüzü olmaya kadar gidiyorlar. Bunların milyonlarca takipçisi var. Dijital dünya ve reel dünyanın büyük markaları artık onları reklam yüzü olarak kullanıyor.

Selfie çekerken ölen insanlar

Selfie çekme ile ilgili son zamanlarda çok ciddi problemler meydana geliyor. Dünyanın hemen her köşesinde yaşanan ve selfie çekerken gerçekleşen ölümlü ve yaralanmalı kazalar oluyor. Bu çılgınlık bizi, anne ve babaları tedirgin ediyor. Belki anne-baba neslinde çok fazla selfie olmamış olsa da çocuklarımızda, ergenlerimizde, gençlerimizde ciddi anlamda selfie çılgınlığı devam ediyor.

Hayatımızda ne olursa olsun her şeyin aşırısı ciddi anlamda hayati tehlike getiriyor.

Bu konu teknoloji bağımlılığı ile ilgili bir durum. Zamanımızın çok büyük bir kısmını sosyal medyaya ayırıyoruz. İnsanlarla iletişimimizin neredeyse tamamını sosyal medya üzerinden gerçekleştiriyoruz ve yaptığımız her şeyi paylaşıyoruz ki bu genelde selfie çekerek oluyor;

Bu bağımlılığın içine sürüklenmemek için belli sınırlar getirmemiz gerekir. İnsani ilişkilerimize daha çok önem göstermeliyiz. Örnek veriyorum bir yere gidiyoruz hepimizin elinde telefonlar oluyor. Telefonlarla bir yerleri çekmeye çalışıyoruz, kendimizi çekmeye çalışıyoruz. Tüm iletişimimiz neredeyse kesilecek hale geliyor. Çocuklarımıza teknoloji ile alakalı belli sınırlar olmalı. Örneğin günde iki saatten fazla tabletle, internetle, telefonla, televizyonla çok fazla vakit geçirmemeli ve hayatında kullandığı şeylerin nasıl kullanıldığını iyi bilmeli. Bunu ve sınırlarımızı öğretebilirsek, insani ilişkilerimizi iyi tutabilirsek teknoloji bağımlılığının getirmiş olduğu riskleri her zaman minimuma indirmiş oluruz. Bunun için anne-babaların sınır koyma konusunda ciddi anlamda öğretici olmaları gerekir.

Birçok fotoğraf düzeltme programı var. Bu programlarla her türlü oynama yapabiliyorsunuz. Kişi kendini aynı şekilde görüp beğenme duygusunun artması gibi duyguları yaşamaya başlıyor. Bu tür duyguları yaşadıkça selfieye olan talep daha çok artıyor. Fotoğrafı kendi beğeneceği şekilde yapmaya başlıyor. Bu tür duyguları yaşadıkça da selfieye olan talep daha çok artıyor.

Teknolojiyi hayatımızdan çıkaramayız, çünkü çağ teknoloji çağı. Teknoloji çağındayken çocukları, gençleri bundan tamamen uzak tutmak imkansızdır. Bu biz yetişkinler için de geçerli. Onun yerini dolduran başka bir aktivite bulmamız gerekiyor. Kurs olabilir, kitap okuma olabilir. Bunlardan en önemlisi de kitap okumaktır.