Ahlakımızı bozmak için dinimizce güzel olan şeyleri çirkin, çirkin olan şeyleri de hoş gösterme gayretlerinin yanı sıra, bazı kelimeleri de, kimi bilerek kasten, kimi de bilmeden yanlış kullanıyorlar. Mesela, Mucize, yaratmak, kader, şehit, oruçgibi kelimeler, dinimizin bildirdiği manadan da başka türlü kullanılıyor. Allahü teâlânın yarattığı işlere, mesela gözün, kulağın yapısına mucize diyorlar. 'Allahın kudreti' denir. Başka türlü söylemek mucizenin manasını bozmak olur.

Peygamberlerden ilahi adet dışında ve ilahi kudret içinde meydana gelen olaylara Mucize denir. Mucize, bir Peygamber tarafından, tabiat kanunlarına, âdete muhalif olarak yapılan harika bir iştir. Kendisinde harika bir şey zuhur eden, mesela denizde, suyun üzerinde yürüyen zat, peygamberse, bu işe mucize denir. Evliya ise keramet, salih ise firaset, fasık ise istidrac, kâfir ise, sihir denir. Sihir, cisimlerin fizik özelliklerini, şekillerini değiştirir. Maddenin yapısını değiştiremez. Mucize ve keramet, ikisini de değiştirebilir. Mucizeyi yapan yalnız Allah tır. Peygamberlerine verdiği mucizeleri için (Bunları yapan biziz) buyuruyor. (Enbiya 79)

Bunun için (Mucize indirim), (Mucize yarattı), (Yedinci kattan düştü, mucize olarak kurtuldu) demek, onun Peygamber olduğunu söylemek olur ki bu ise küfürdür. Yaratmak da sadece Allah a mahsustur. Yapmak anlamında da olsa, yaratma kelimesi insanlar için kullanılamaz.

Kader kelimesi de yanlış kullanılıyor. (İşçi kaderine terk edilemez, işi kadere, şansa bırakmamalı) diyorlar. Kader, insanların elinde değildir. Kader, şans gibi kelimeleri yanlış olarak tesadüf yerine kullanılıyor. (İşi tesadüfe bırakmamalı) denir. Fakat (İşi kadere bırakmamalı) denmez. Kader, Allahü teâlânın ezelî ilmi ile, kulların yapacakları şeyleri bilmesidir. Allahü teâlânın ilmine kimse müdahale edemez. İntihar eden de Allah ın kaderini değiştiremez.

İmanlı olmayana, nerede nasıl ölürse ölsün şehit denmez. Dinimizin bildirdiği yollardan başka yolda ölene şehit denmez.

Açlık grevi için, ölüm orucu da diyenler çıkıyor. Oruç, sadece açdurmak değildir. İmsak ile akşam arasında orucu bozan şeylerden uzak durmak demektir.

Müsteşrikler, İslâm dini yerine, İslâm Nazariyesi, İslâm Düşüncesi, Allah düşüncesi diyorlar. İslâmiyet, ilahi bir din olup bir düşünce sistemi olmadığına göre, bu tabirleri kullanmak asla caiz değildir. Düşünce, bir iş için düşünülen çare veya kıyaslanan neticedir.

Nazariye de, akli, zihni esaslara dayanan görüş, teori demektir. Akıl, zihin mahluktur. Allahü teâlânın bildirdiği şeylere düşünce, görüş denmez. Kur an-ı kerimdeki hükümlere bile Kur ani görüş diyorlar. Bu tabirleri kullanmak insanı küfre sürükler...