İstanbul`a gelip de Kapalıçarşı`ya uğramamak olmaz. Bize Osmanlı`dan kalma en büyük mirastır. Fatih Sultan Mehmet`in Kapalıçarşı`nın inşaatına başladığı 1461 yılı, Kapalıçarşı`nın kuruluş yılı olarak kabul görmüş. Asıl büyük çarşı ise Kanuni Sultan Süleyman tarafından ahşap olarak inşa ettirilmiş. Evliya Çelebi burayı muazzam güçlü bir kale gibi tanımlamıştı. Çelebi, 1640`lı yıllarda Kapalıçarşı esnafını ise şöyle anlatmış: '; İstanbul`un kalabalık ve seçme yerinde, Osmanoğulları`nın büyük hazinesidir ki gû ya kahkaha kalesidir. Bütün sefere gidenlerin, vezirlerin ve âyânın malları buradadır ki yeraltında nice yüz demir kapılı mahzenleri vardır; Doğuya açılan kuyumcular kapısı vardır ki bu kapı üzerinde kanatlarını açmış korkunçbir kuş sureti vardır; Bu sureti kapıya nakşetmekteki amaçşuydu: Kazançdenilen şey havaya uçan vahşi bir kuştur. Eğer bu kuşu nezaketle avlayabilirsen bu bezistanda kâr edebilirsin!'
Kapalıçarşı, belki de Osmanlı İmparatorluğu`nun geliştirdiği en önemli ve komplike projelerden birisidir.
Çünkü 500 yıllık dönemde , Osmanlı Devleti inanılmaz değişimler yaşamış, başarılar ve başarısızlıklarla karşılaşmış, çok büyük projeler hayata geçirilmiştir. Ama bugün bunlardan hiçbiri hayatta değildir. Diğer yandan dev boyutlu sanayiler kurulmuş, Tersane, Darphane kurulmuş, okullar, saraylar inşa edilmiştir. Ama bugün bunlardan pek azı gerçek işlevini sürdürebilmektedir.
Oysa Kapalıçarşı, Osmanlı nın ürün kimliğinin ve ekonomisinin canlı kalmasını sağlayan dev bir mekanizma olarak tanımlanmış, düzenlenmiş, inşa edilmiş, gelişmiş ve günümüze kadar gelmiştir. Bu uzun süre içinde birçok önemli sorunla karşılaşmış, depremler yaşamış, yanmış, yıkılmış, ama her seferinde hızla onarılarak yeniden geliştirilmiştir.
Çünkü Kapalıçarşı, dünyadaki birçok kapalı çarşının yanında önemli bir özelliğe sahipti. O sadece bir çarşı değildi. O bir Osmanlı`nın ürün kimliğinin sürekliliği ve uluslararası rekabetin sağlanması için, devletin en önemli ekonomik projelerinden birisiydi. Doğu-Batı Kuzey-Güney arasındaki çok yönlü ve etkin bir rekabetin denetlenip dengelendiği büyük bir mekanizmaydı.
Yoksa sadece günlük alışveriş için bu büyüklükte bir inşaat ve yönetim organizasyonu niçin kurulmuş olsun? Çünkü Kapalıçarşı bir 'gücün simgesiydi'
Osmanlı Dönemi`nde içinde Bedesten de bulunan kapalı çarşılar, sarayın değerli eşyalarının korunduğu hazine olmanın yanı sıra ticaret yoluyla sermaye birikimi yapılmasına yol açan birer finans merkezi işlevi de taşırdı. Fatih Sultan Mehmet, Ayasofya`ya gelir getirmesi amacıyla Cevahir ve Sandal bedestenlerini kurdurmuş, bunların etrafında 250 yıl boyunca İstanbul Kapalı Çarşısı gelişmişti. Günümüzdeki bedestenler artık işlevlerini yitirmiş bugün Kapalıçarşı`da oluşan arz ve talep göstergeleriyle Türkiye`deki altın ve döviz fiyatları için 'Kapalıçarşı' hâlâ önemli bir merkezdir.
Kapalıçarşı 110 bin 868 m2`lik bir alana yayılmış, 45 bin m2 kapalı alana, 65 sokak üzerinde 3600 dükkân ve 14 hana sahiptir. Günümüzde çoğu değişikliğe uğrasa da Kapalıçarşı`nın sokakları ve hanlarının taşıdığı adlar ile eskiden orada ne yapıldığını ne satıldığını anlamak mümkündür.
Kapılar: Beyazıt, Çarşıkapı, Çuhacıhan, Kuyumcular, Mahmutpaşa, Nuruosmaniye, Örücüler, Sepetçihan, Takkeciler, Tavukpazarı ve Zenneciler.
Hanlar: Ağa, Alipaşa, Astarcı, Balyacı, Bodrum, Cebeci, Çukur, Çuhacı, Hatipemin, İçcebeci, İmamali, Kalcılar, Kapılar, Kaşıkçı, Kebapçı, Kızlarağası, Mercan, Perdahçı, Rabia, Safran, Sarnıçlı, Sarraf, Sepetçi, Sorguçlu, Varakçı, Yağcı, Yolgeçen, Zincirli ve Evliya.
Sokaklar: Acıçeşme, Ağa, Altuncular, Aminçiler, Araracıoğlu, Aynacılar, Basmacılar, Çuhacıhanı, Bitpazarı, Fesçiler, Ganiçelebi, Hacıhasan, Hacıhüsnü, Hacımemiş, Halıcılar, Hazırelbiseciler, İplikçiler, Kahvehane, Kalpakçılar, Karakol, Karamanlıoğlu, Kavaflar, Kazazlar, Keseciler, Kilitçiler, Kolancılar, Koltukçu, Kürkçüler, Lütfullahefendi, Mercançıkmazı, Muhafazacılar, Mühürdaremin, Ortakazazcılar, Örücülerhamamı, Parçacılar, Perdahçılar, Püskülcüler, Reisoğlu, Ressam, Sahaflarbedesteni, Sandal, Sandalbedesteni, Serpuççular, Sıraodalar, Sipahi, Tacirler, Takkeciler, Tavukpazarı, Terlikçiler, Terzibaşı, Terziler, Tuğcular, Varakçıhan, Yağlıkçılar, Yarımtaşhan, Yeşildirek, Yorgancılar, Yüncühasan ve Zenneciler.
Osmanlı kurumlarını ayakta tutan en önemli uygulamalardan olan vakıf sistemine göre camilerin tamir ve bakım masrafları gibi çeşitli ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için gelir getirici bir başka yapı meydana getirilirdi. Bu gelir getirici yapıların en önemlileri çarşılar olup Fatih Sultan Mehmet tarafından Ayasofya`ya gelir getirmesi için inşa edilen yapılarla 1461 yılında Kapalıçarşı`nın da temeli atılmış ve yıllar içinde yapılan eklemelerle giderek büyümüştür. Zamanla tüm bölgenin en önemli ticari merkezi haline gelen, İstanbul`un en zengin esnaflarına ev sahipliği yapan, dünyanın her yerinden gelen mücevherlerin ve kıymetli takıların ticaretinin yapıldığı Kapalıçarşı, bu yıllarda bir banka ve finans merkezi gibi de hizmet vermiştir. Aynı zamanda İstanbul`u ve Avrupalıların gözündeki Doğu yaşamını en iyi biçimde yansıtan yerlerden biri olarak görülmesi nedeniyle çok sayıda seyahat kitabında ve ressamların tablolarında yer etmesi Kapalıçarşı`nın tarihi ve kültürel önemini de kanıtlamakta. Dünyanın yalnızca en eski değil en büyük alışveriş merkezidir.