İslamiyet`te, insanın yaptığı işlerde, vücudunun sağ yanının kullanılmasının önerildiğini biliyoruz. İlk adımı sağ ayakla atmak, sağ elle yemek, sağ yana yatmak bu tercihlerden bazıları.

Peygamberimizin, 'Yemeğinizi sağ elinizle, önünüzden yiyiniz.' hadisine dayanarak hazırlanan hutbede, çatalı sol elle tutma alışkanlığının batı âdeti olduğu ileri sürülmekte ve Müslümanların kendi geleneklerine sahip çıkmaları istenmekteydi.

Ama geçen gün okuduğum bir kitapta Kadim Roma`da da 'sağ' tarafla hareken etmenin önemini bildiren şu bilgiyi gördüm.

'Kadim Romalılar bir dostunun evine daima sağ ayağı ile girdiler vücudunun sol tarafının kötülük habercisi olduğuna inanıyorlardı. Latince`de sol karşılığında si nister kelimesi kullanılır ki, İngilizce`de ve her halde Fransızca ve İtalyanca`da da bu kelime, kötü, uğursuz, fesat saçan` manalarına gelir.'

BBC de Jason Goldman araştırmasında da sağ tarafın çok kullanıldığını yazıyor.

Hangi eli kontrol etmesi daha kolaydır? Yazarken hangi elinizi kullanıyorsanız yemek yerken de aynı eli kullanırsınız. İnsanların yüzde 74 ila 96`sı sağ elini kullanıyor. İngiltere`deki Liverpool Ü niversitesi`nden arkeolog Natalie Uomini`ye göre 'solak insanların çoğunlukta olduğu bir toplum hiçolmadı'.

Herhangi bir yöne meyletme durumu beyinde başlar. Bazı işlemlerin beynin sol yarıküresinde, bazılarının ise sağ yarıkürede kontrol edildiğini biliyoruz. Ayrıca hem vücudumuzda hem de beynimizde kesişen sinirler, vücudumuzun sağ tarafının beynin sol tarafıyla ya da tersi halde kontrol edilmesini sağlıyor. Yani beynin sol yarıküresi sağ tarafımızdaki el, bacak ve gözümüzü kontrol ediyor.

Bazı uzmanlar bu nörolojik işbölümünün 500 milyon yıldır hayvanlarda hakim olduğuna inanıyor. Beynin iki yarısının farklı görevleri aynı anda yerine getirmesini sağlamak üzere bu özellik gelişmiş olabilir. Örneğin beynin sol yanı, yiyecek toplamak gibi günlük işleri yapmak, sağ yanı ise çevreyi sürekli kolaçan ederek tehlike durumunda ani reaksiyon göstermek için evrilmiş olabilir.

Ayağa kalkmak

Kanıtlaması zor olmakla birlikte şöyle bir ihtimal mümkündür: İlk insanlar (hominid) iki ayakları üzerinde doğrulup ellerini başka işler yapmak ve alet tutmak için serbest kıldığında bu uzuvlarını farklı kullanmaya meyilliydi. Ya da Stephanie Braccini`nin İnsan Evrimi Dergisi`ndeki (Journal of Human Evolution) makalede belirttiği gibi, 'bireysel asimetrinin pekişmesi hominidlerin ayağa kalkarak alet kullanmasıyla başlamış olabilir'.

Braccini ve ekibi bu iddiayı desteklemek üzere şempanzeleri gözlediğinde şunu fark etti: Şempanzeler dört ayak üzerinde iken herhangi bir el tercihi söz konusu olmazken, iki ayak üzerine kalktıklarında yarısı sol eli, diğer yarısı ise sağ eli kullanıyordu.

Peki ne oldu da ilk insanlar daha çok sağ eli tercih etmeye başladı? Bunu tespit etmek için araştırmacılar kendi sağ ve sol ellerini kullanarak yaptıkları yontma taş aletleri o dönemden kalan aletlerle karşılaştırdılar ve şu sonuca vardılar: Hominidlerin sağ ellerini tercih etme durumunun 2 milyon yıldan daha eskiye dayandığını gösteren yeterli delil yoktu.

Fakat Kenya`daki Koobi Fora bölgesinde 1,5 milyon öncesinden kalma Homo habilis ve Homo erectus türlerine mensup atalarımız taş aletlerini yaparken sağ ellerini daha çok kullandıklarına dair verilere rastlandı. 600 bin yıl öncesine geldiğimizde ise artık sağ elin baskınlığı bariz olarak görülüyordu. O dönemden kalan Homo heidelbergensis türü insan dişlerindeki yıpranma şekli, yiyeceklerin sağ elle ağza götürüldüğünü gösteriyordu.

Dil unsuru

Bu açıklama bize bu değişimin ne zaman oluştuğuna dair fikir veriyor, ama nedenini açıklamıyor. Bazı uzmanlar bunu dil ile ilişkilendiriyor. İnsanların çoğu, işlerini sağ elle yapıyor bunu beynin sol yarıküresi kontrol ediyor ve aynı şekilde dille ilgili işlemler de sol yarıkürede yapılıyor. Aslında dil için beynin sol tarafının kullanılması sağ el kullanımının da bir yan etki olarak gelişmesine neden olmuş olabilir.

Ben bu 'sağ' tercihlerini sorgulamadan zaten peygamber efendimizin sünnetidir diye hep uyguladım. Ancak yukarıda okuduğum bilgi, sadece bize mahsus 'sağ' taraf hayırlıdır` görüşünü çürüttü. Yaradan tarafından elçi olarak gönderilen kişinin yaptıkları ve söyledikleri, normal bir insanın yaptıkları ve söyledikleri gibi kabul edilemez. Muhakkak ki, içerisinde yaratanın sırlarından, zaman üstü biliminden duyumlar, söylemler vardır.

İnsanların yemek yeme alışkanlıklarında, mutfak araçlarının henüz çeşitlenmediği, kişi başına bir tabak, bir kaşık ve bir çatalın kullanımının söz konusu olmadığı, tek bir tepsiden, bir daire etrafında topluca ve elle yemek yenilen bir ortamda, insanlardan sağ elle ve önlerinden yemek yeme telkini son derece anlamlıdır. Yemekte belli bir düzenin kurulması, insanların birbirine rahatsızlık vermeden ve başkalarının haklarına tecavüz etmeden yemek yemesi, o toplumu uygarlaştırmak yönünde önemli bir adımdır.

Kültürün ve teknolojinin gelişiminin el ele verdiği süreçlerin sonucunda da, insanlar daha sıhhi ve daha konforlu koşullarda yemek yeme alışkanlıklarını geliştirmişlerdir.

Bilim adamlarınca incelenen bazı şifacılar da ellerinden yayılan bu güçlü enerji alanları vasıtasıyla zararlı bakterileri, mikropları öldürdükleri, dolayısıyla bedenin içi ve dışındaki iltihaplı yaraları çok kısa süreler içerisinde yok edebildikleri ispatlanmıştır. Yine bu sebepten dolayı, bu şifacılar ellerini besinlerin üzerine koyduklarında ise, bu besinleri buzdolabından çok daha uzun süreler tutabildikleri de gözlemlenmiştir. Bu enerjinin, mikroplara dayanmayan başka hastalıklara da şifa olduğu tespit edilmiştir.

İşte Hz. Rasulullah ın (s.a.v) 'sağ elle yemek yemeyi' şiddetle önermesinin altında yatan bir hikmette bu olabilir . Böylece şifacılar düzeyinde olmasa da her insanın sağ elinden yayılan yeterli düzeydeki bu pozitif enerji alanları, birtakım zararlı mikroorganizmaları yok ettiği gibi, bu enerji alanlarının neden olduğu bir başka etki dolayısıyla, o yemeğin vücut tarafından çok yüksek düzeyde hücreler tarafından değerlendirilmesini de sağlamaktadır. Bu esnadaki duanın faydası da, anlattığımız bu sistemin daha güçlü ve verimli olarak ortaya çıkmasını temin etmektedir.

Ü stad Necip Fazıl Kısakürek 'Sağ-Sol' şiirinde

'Kalbimi ve aklımı hep sağ elime verdim

Görevi olmasaydı sol elimi keserdim...' diyor.