Ayasofya Camisinin arka kısmında kalan, trafiğe kapalı şirin sokaktan bahsedeceğim bu yazımda. Akın akın Ayasofya Cami`ni ziyarete gelenler için bu sokakta yürüyerek güzel bir vakit geçirmelerini tavsiye ederim. Cumbalı ve az katlı tarihi evleri ile şirin bir görüntü oluşturan bu sokak, kurulduğu dönemde saray personeli ve varlıklı ailelerin ikametgahı olarak kullanılmaktaydı. Gülhane Parkı, Topkapı Sarayı ve Ayasofya üçgeninde bulunan bu sokakta yürümenin hazzı çok başka oluyor. Ben fırsat buldukça Sultanahmet Çeşmesi`nden başlayarak Bab-ı Hümayun`un önünden Gülhane Parkı`na kadar yürürüm. Sokakta on iki tane ev bulunmaktadır. Bu evlerden biri eski Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk`ün doğduğu evdir.
20. yüzyılın ilk yıllarına kadar sadece bu sokakta değil Ayasofya`nın önündeki meydanda da evler bulunurmuş ama içlerinden sadece bu tarihi sokak günümüze kadar ulaşabilmiş.

Sokakta Osmanlı ve Roma izleri görülmektedir. Naziki Tekkesi Osmanlı, Roma Sarnıcı Romalıların izlerinin en önemli temsilcileridir. 20. yüzyılın sonunda yapılan yenileme çalışmalarının ardından sokak, günümüzde pansiyon olarak kullanılmaktadır. Soğukçeşme Sokağı`nda ayrıca bir otel ve Fransız ve Türk mutfağından örnekler sunan bir restoran da bulunmaktadır.
Trafiğe kapalı olduğu için araçgürültüsünden uzak yürüyüş yapmayacağız bu tarihi sokakta hala pencerelerinde kadife perdelerin, salonlarında büyük konsol takımların bulunduğu her biri adıyla müsemma konakların önünden geçeceksiniz.
Sokağın adını bir çeşmeden aldığını anlamak çok da zor değil; 1800`lü yıllarda III. Selim zamanında yapılmış çeşme bütünüyle yenilenmiş olarak 200 yıl önceki yerinde sizi selamlıyor.

Bu sokağın evleri karşılıklı dizilmemiş, sokağın tek tarafına sıralanmış ve sırtlarını bütünüyle Topkapı Sarayı`nın duvarlarına yaslamış olarak, Ayasofya`yı seyre dalmış olduklarını göreceksiniz.
Çünkü Soğukçeşme Sokağı`nın evlerinin kapı ve pencerelerinin hepsi Ayasofya`ya bakar. Tarihi yapının bahçesini çevreleyen duvar, sokağın karşı kıyısına düşen tek yapıdır.
Soğukçeşme Sokağı`ndaki iki ya da üçkatlı cumbalı ahşap evler sarı, yeşil, açık mavi tonlarındadır. Sokakta ayrıca, birisi turistik işletme olarak kullanılan, diğeri atıl vaziyette olan iki sarnıçda bulunduğu belirteyim.

Soğukçeşme Sokağı`nda 1990`da kapılarını açan 'İstanbul Kitaplığı' var ki şehri her yönüyle okuyabileceğiniz binlerce kitabı içinde saklıyor. İstanbul tutkunu olarak bilinen Çelik Gülersoy`un kurduğu kitaplık araştırmayı, okumayı sevenler için bir hazine değerinde.
1985-86 yıllarında baştan aşağı restore edilen ve 1986`da açılan sokak, şehrin göbeğinde estirdiği zarif ve sakin havasıyla 19. yüzyıl sonları ve 20. yüzyıl başlarında kimi Avrupalı sanatçıların resimlerine de ilham vermiş;

19. yüzyıl`da İstanbul`a gelen yabancı gezginler ve ressamlar, bu sokakla özellikle ilgilenmişler ve eserlerinde işlemişlerdir. İngiliz ressam Lewis`ın 1830`lu yılların başına ait litografyası, sadece saray yönündeki ilk yapının (Naziki Tekkesi) bir Anadolu konutu mimarisine sahip olduğunu, onun devamındaki bütün evlerin bugünkü görünümlerine kavuşmuş olduklarını belgelemektedir. Bu bütünlük ve içtutarlık, 1940`lı yıllara kadar değişmeden kalmıştır. 1950`li yılların sonuna kadar sokağın eski ahalisi burada oturmuş, 1950`li yıllardan sonra şehirdeki genel değişim, doğal olarak buraya da yansımıştır. Soğukçeşme Sokağı 20.yüzyılın içinde çok bozulmuş, bazı ahşap evler sökülmüş, yerlerine beton binalar yapılmıştır. İlk evin yanındaki arsaya, matbaa kağıtlarının depo edildiği ve ağır kamyonların girip çıktığı, tek katlı bir beton baraka yapılmıştır. Aynı dönemde, yokuş başındaki sarnıç, tavanına yakın hizada toprak ve moloz dolmuş durumda, bir oto tamir atölyesi olarak kullanılmıştır.

1985-1986 yılları arasında Ayasofya ile Topkapı Sarayı`nın duvarları arasındaki bütün binalar yıkılmış, Turing tarafından yeni tasarımlarla ve evler arasındaki boşluklar aynı görünümlü yapılarla doldurularak yeniden yapılmıştır. Yeni yapılara, yasaya uygun tuğla dolgulu betonarme karkastır ve ahşap giydirilmiştir. Evler,19. yüzyıl gezginlerinin anlattıklarından esinlenilerek pastel renklere boyanmıştır. Yaseminli Ev, Mor Salkımlı Ev, Hanımeli Ev gibi her evin kendine özel ismi vardır.
Ayasofya Cami`ne gelmişken bu sokağı da mutlaka gezin derim.