Hani “güneş girmeyen eve doktor girer” derler ya eskiler...
Biz de diyoruz ki:
“Nefes alamayan burun vücuda çıkartır sorun” 
Bu da bizim sözümüz olsun her ne kadar atasözü olmasa da...
Niye mi böyle söylüyorum? Öğrendiklerimi sizinle paylaşınca siz de hak vereceksiniz...
Diyor ki yılların duayen hekimi:
“Bugün yeryüzünde bilinen 45 bin hastalığın en az 20 bininde burun tıkanıklığı ya doğrudan etkilidir veya bağlantılı olarak”
Bu çok ciddi bir iddia değil mi? 
Ama bunu söyleyen yılların hekimi... Yaklaşık yarım asra yakın hasta tedavi etmiş...
Tedavi ettiği hastalarından geribildirim alarak klinik tecrübesiyle söylüyor...
Hatta diyor ki:
“Bazen çocukluktan burunda eğrilik varmış denilen birçok hastanın burundaki bu eğriliğin sebebi o kişinin vücudunun alerjik yapısından kaynaklanmaktadır...”
Bu nasıl oluyor?
Şimdi bir deney yapalım isterseniz?
Yazıyı okumaya biraz ara verin. 
Burnunuzun deliklerini kontrol edin. 
Önce sağ tarafı parmağınızla kapatıp burnunuzun sol tarafından nefes almaya çalışın. 
Sonra sol tarafı parmağınızla bastırıp burnunuzun sağ tarafından nefes almaya çalışın...
Eğer burnunuzun iki tarafından da eşit oranda sağlıklı nefes alıyorsanız süper...
Havanız yerinde... 
Yazıyı sonuna kadar okumanıza bile gerek yok...
Eğer burnunuzun bir tarafı tıkalı ise ve bu tıkanıklık çocukluğunuzdan beri var ise bazen burunda eğrilik oluşabiliyormuş... 
Hava geçen taraftan öteki tarafa doğru nazal duvarda eğilim baş gösteriyormuş.
Buna da bir örnek veriyor.
Tıpkı bir ağacın rüzgâr ala ala yana doğru eğilmesinde olduğu gibi...
Bu o kadar yavaş oluşuyormuş ki yıllar sonra enerjinizin düşmeye başladığında, nefes yetmemeye başladığını hissettiğinizde dikkate alıyormuşsunuz...
Peki burun tıkanıklığınız tedavi olduğunda ne diyormuşuz?
“Çok iyi koku almaya başladım” 
“Beynime kan gelmeye başladığını hissediyorum”
“Ciğerlerime hava dolmaya başladı”
Bu durumu hiçbirimiz aklımıza getirmeyiz yıllar yılı... Ama bu çok önemli bir konuymuş gerçekten... 
Düşünseniz ya, burnumuzdan sağlıklı nefes alabilmemiz ile kalp sağlığımız düzene giriyor... Ciğerlerimiz düzene giriyor... Uykumuz düzene giriyor... Sabahları dinç kalkıyoruz...
Koku alma duygumuz artıyor... Tat duyularımız artıyor... Ve daha enerjik oluyoruz...
Hepsi sadece iki burun deliğinden de sağlıklı nefes alabildiğimizde gerçekleşiyor...
Sahi ya, araçların periyodik bakımında da ilk akla gelen hava filtresi değişimi olmuyor mu?
İşte burun deliklerimiz de vücudumuzun bir bakıma hava filtresi gibiymiş...
Burada katılırsınız katılmazsınız bilemem ama o hoca diyor ki:
Açık burun deliğinden alınan hava kapalı burun deliğine doğru nazal duvarı iterek zamanla burun içinde bu tür eğriliği oluşturmaya başladığında birçok kimseye “burunda deviasyon var” denilerek, yani “eğrilik var” denilerek ameliyata yönlendirilebiliyormuş...
Ama Hoca burada, o nazal duvarın o hale gelmesinin sebebinin genelde hiç irdelenmediğine dikkat çekiyor... 
Sağlıklı ve temiz hava alabilmenin vücudumuza etkilerini anlatmaya devam edeceğiz...
Sağlıcakla...