Yunus Emre (K.s), bir gün ansızın Hz. Mevlana yı (K.s) ziyarete Konya`ya gitmiştir...

Mevlana Hüdavendigar
Bize nazar kılalı
Onun görklü nazarı
Gönlümüz aynasıdır..!

Bir rivayete göre Yunus Emre (k.s), bir gün ansızın Mevlana Celaleddin-i Rumi Hazretleri`ni (k.s) ziyarete Konya`ya gitmiştir. Bu ziyaret Mevlana Hazretleri ve müritleri için tam bir sürpriz olmuştur. Gönüllere tesir edecek ve uzun yıllar akıllardan çıkmayacak bu görüşme şu şekilde cereyan etmiştir:

Hazreti Mevlana dervişleriyle yaptığı sohbeti bitirdikten sonra, bir derviş telaşla odaya girdi ve heyecanla, uzaklardan gelen gençbirisinin kendisini ısrarla görmek istediğini haber verdi. Mevlana Celaleddin 'Buyursun bakalım' diye müsaade verdi.

İçeriye orta boylu, cübbesiz, külahsız ve de sakalsız, çok sade giyimli bir delikanlı girdi.

Mevlana Celaleddin yerinden adeta bir ok gibi fırladı. Bu zatı mana aleminden tanıyordu. Bu, kendisi gibi çağlara damgasını vuracak yiğit bir Hak aşığı olan Yunus Emre Hazretleri, nam-ı diğer Aşık Yunus idi.

Heyecan ve hasretle kucaklaştılar.

Odadaki dervişler bu samimi karşılamaya bir anlam verememişti, ancak ortamın manevi yükünün yoğunlaştığını da anlamakta zorlanmadılar.

Daha sonra Mevlana ve Yunus Emre karşılıklı dini şiirler söylediler. Bir Mevlana söylüyor; Bir Aşık Yunus Söylüyor; Dervişler de onları hayranlıkla seyrediyordu;

Yunus Emre ve Mevlana Celaleddin-i Rumi, birbirini özleyen iki kardeş gibi yan yana oturdular;

Hz. Mevlana sordu:

&ndash Pek güzel, pek sade giyinmişsiniz. Ü zerinizde hırkanız bile yok, üşümez misiniz?

Yunus Emre şiirle karşılık verdi

Dervişlik dedikleri hırka ile taçdeğil.
Gönlün derviş eyleyen, hırkaya muhtaçdeğil.