Konuşmak insan olan herkesin yaptığı sıradan bir şeydir... Etkili konuşmak ise arzu edilen seviyedir... Nerede ne zaman ne konuşacağını bilmek ise bilgelik gerektirir... Bu anlamda bir kitapta okuduğum ve hayret ettiğim bir bilgeden bir anekdotu sizinle paylaşmak istiyorum...

Biliyorsunuz Fransa’nın Cumhurbaşkanlarından birisidir Charles de Gaulle...  Kendisi 20. Asrın tanınmış asker ve devlet adamlarındandı. İkinci Dünya Savaşı’nı yaşamıştı. Ülkesinin Almanya’ya yenilmesinin ardından Londra’ya gitmiş ve burada Özgür Fransa hareketini başlatmıştı... Fransa’nın Alman işgalinden kurtulmasına öncülük etmişti...

İşte bu De Gaulle Cezayir savaşını yönettiği yıllarda kendisine bir Fransız filozofu muhalefet etmişti...

Niçin

Fransa’nın işgal etmiş olduğu Cezayir’de başlayan özgürlük mücadelesinde ki yaklaşık 8 sene sürmüş bir savaştır... Yaklaşık iki milyona yakın Cezayirli katledilmiştir...

İşte bu sebeple ünlü filozof Jean-Paul Sartre bu katliama protesto gösterisi olarak Paris caddelerine: “Bütün Fransızlar katildir” diye yazmıştı...

Ne enteresandır ki Charles de Gaulle Cumhurbaşkanı olunca, bazı Fransızlar Sartre Fransa’dan kovulsun diye kampanya başlattılar...

Ama bir düşünürün, ülkesinin bir filozofunun değerini iyi bilen De Gaulle demişti ki:

“Hayır, Sartre Fransa demektir”

Bu konuşma bir devlet adamının vatandaşına gösterdiği anlayış bakımından takdire şayandır...

Peki sonra ne olmuştur?

Jean-Paul Sartre için Nobel Edebiyat Ödülü verilmiştir. Ama ünlü düşünür bunu reddetmişti...

Gerekçesini de şöyle söylüyordu:

“Ben Cezayir Savaşı sırasında mücadele ederken ve Paris Caddelerine ‘Bütün Fransızlar katildir’ diye yazarken bu ödül bana verilseydi, bir işe yarardı. Savaş bittikten sonra bu ödülün bir anlamı kalmamıştır”

İşte bu söz bir iletişim zaviyesidir... Nerede ne zaman nasıl konuşulacağını bilmeye çok müthiş bir örnektir...

Ve Sartre’ın bu tepkisi bütün dünyada büyük bir yankı uyandırmıştır...

Nasıl olur da böyle parası yüksek ve unvanı elde edilemez bir ödül reddedilebilir?

Bu düşünce sıradan insanların anlayabileceği şey değildi.

Nitekim Sartre bu ödülü reddetti ama aldığı ödül daha fazlasıydı...

Onun Nobel Edebiyat Komitesine gösterdiği bu sert tepki, onun bütün dünya münevverleri tarafından takdir gördü.

Ve insanlar onun kitaplarını almak ve okumak için yarışmadı, âdeta sıraya girdi.

İnanmak ve inandığını savunmak böyle bir şeydi...