Bir zamanlar medeniyetin beşiği olan toprakların, bugün kan ve kemiklerle kaplı karanlık bir diyar olmasının zıtlığında sıkışmak, girdabında boğulmaktır. Hazımsızlığın, kindarlığın ve düşmanlığın hüküm sürdüğü dönem yaşanıyor. Evrensel değerleri kabullenmek ve insan hakları gibi bir dertleri yok şimdilik.

Ortadoğu içinde yaşadığımız Türkiye`yi de kapsayan ve geniş bir alana yayılan, yüzlerce yıl savaş ve istikrarsızlıklarla boğuşmuş ve boğuşmaya devam eden, ilk medeniyetlerin de beşiği olan coğrafya.

Günledir gündemden düşmeyen Suudi Arabistan vatandaşı gazeteci Cemal Kaşıkçı nın, öldürüldüğü kabul edildi. Cemal Kaşıkçı, 2 Ekim`de Suudi Arabistan`ın İstanbul`daki konsolosluğuna, evlenmek için ihtiyaçduyduğu bir belgeyi almak için girmiş ve o günden sonra kendisinden haber alınamamıştı. İşte, gündemden düşmeyen Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı 1987-95 yılları arasında eski El Kaide lideri Usame bin Ladin ile Afganistan ve Sudan da söyleşiler yapan gazeteci muhalif kimliği ile biliniyor. İngiliz gazetesi Arab News`in de Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı olarak çalışan ünlü gazeteci sonrasında Suudi reformistler için önemli bir platform olan Al Watan gazetesinin yazı işleri müdürü oldu. Yazı işleri müdürü olarak görev süresi 52 gün sürdü. Gazetede bir dizi makalenin yayınlanmasının ardından Suudi Arabistan hükümeti tarafından kovuldu. Bu olaydan sonra gönüllü olarak Londra`ya sürgüne gitti. İngiltere`de Al Faisal`ın ekibine danışman olarak katıldı. Daha sonra, Prens Turki Al Faysal El Saud`a medya danışmanı olarak hizmet verdi.

Türkiye ile yakın temaslarına ilaveten Türkiye den biriyle nişanlanması Suudilerin endişesini tabi ki artırdı. Kaşıkçı, Suudi Arabistan ın kurucusu Abdülaziz ibn Suud un özel doktoru olan Kayserili Muhammed Kaşıkçı nın torunu. Yani Prens Turki anne tarafından, Kaşıkçı büyükbaba tarafından kökeni Türk. Şimdi ne var bunda diyeceksiniz?

Ama öyle değil!

Ortadoğu`nun ekonomik olarak en güçlü iki ülkesi Türkiye ve Suudi Arabistan`dır. Daha sonra İran ve İsrail geliyor. Savunma bütçesi açısından bakıldığında Ortadoğu`nun en güçlü ordusu 55 milyar dolarla Suudi Arabistan`dır. İkinci sırada 18.2 milyar dolarla Türkiye geliyor. Ü çüncü sırada 10.2 milyar dolarla İran, son sırada 10 milyar dolarla İsrail geliyor.

Arkasında yüzlerce yıllık savaş tecrübesiyle ilk sırayı Türkiye alır. ikinci sırada ise İran geliyor. İran`ın çok eski bir uygarlık olduğunu düşünürsek ve arkasında Türkiye kadar olmasa da geniş bir savaş tarihi yer alıyor. Ü çüncü sırada ise İsrail gelir. Her ne kadar güçlü bir savunma bütçesi olsa da yeni kurulan bir ülke olduğu için arkasında saydığım devletler kadar savaş tecrübesi bulunmuyor. Son sırada ise Suudi Arabistan yer alır. Onun da yüksek bir savunma bütçesi ve kalabalık bir ordusu olmasına rağmen tarihinde çok bir savaş tecrübesi olmamasından dolayı ve en son Yemen sınırına 150.000 kişilik ordu yığmasına ve onlarca savaş uçağını Yemen`e göndermesine rağmen pek bir başarı gösterememiştir.

Türkiye, Katar ve Müslüman Kardeşler`in bulunduğu, diğer tarafta ise Birleşik Arap Emirlikleri ve Suudi Arabistan`ın olduğu cepheleşmede Cemal Kaşıkçı 'İhvan ın Suud ayağı ve Katar ın adamı' olarak görülüyordu.

2013 te Mısır da Sisi darbesiyle İhvan kuşağına 'dur' denilirken müdahalenin ana finansörleri Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) idi.

El Cezire nin İhvan liderleriyle yaptığı yayınlar nedeniyle Katar, 2014 te hedef tahtasına konuldu. Kendi istikametinden şaşmayan Katar 2017 den itibaren abluka ve tecrit dahil kapsamlı bir çökertme stratejisiyle karşı karşıya kaldı. Körfez`deki kriz sırasında Katar`a kalkan olan Türkiye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri`yle ters düştü.

Türkiye, Katar da üs kurarak Körfez in müdahale planlarına karşı kalkan olarak devreye girdi. Suudi Arabistan ve BAE de 'saraylı' çevrenin Türkiye de Ak Parti iktidarına karşı 15 Temmuz 2016 daki başarısız darbeye girişimine umut bağladıkları görüldü. Mısır`da ki bir dikta yönetimin hayalini kurdular.

ABD Başkanı Donald Trump la, özellikle de damadı Jared Kushner le özel bir ilişki geliştiren Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman sarayda ipleri eline alırken Türkiye ve Katar a karşı sert  bir dil kullanmaya başladı. Muhammed bin Selman, İhvan a 'Yok edilmesi gereken terör kuluçkası' derken İran, Türkiye ve Katar ı 'şer ekseni' olarak niteledi.

Esat`a karşı Suriye`de ortaklıktan karşıt güçleri destekleyen duruma gelindi. Suudi Arabistan, ABD nin yönlendirmesiyle Türkiye nin 'terör oluşumu' olarak baktığı Suriye de Fırat ın doğusunda Suriye Demokratik Güçleri ne el attı.

Türkiye, Kaşıkçı olayı üzerinden Suudi-Emirlik ile Katar &ndash İhvan eksenleri arasındaki kavganın  tam ortasında kalmış oldu. Irak, Lübnan, Yemen ve Bahreyn gibi birçok yerde iki ülke Türkiye ile Suudi Arabistan işbirliği içindedir. Artık ilişkilere rekabet faktörü giriyor. Afrika`da da birçok yerde Türkiye`nin etkili olması, Suudilerin işine gelmiyor. Ayrıca İslam dünyasına kimin liderlik yapacağı konusu var.