Rize`nin Fındıklı ilçesine bağlı Sümer, Saat, Çağlayan, Arılı ve Gürsu köylerinde bulunmaktadır. Laz evleri genellikle iki katlıdır. Alt kat ahır veya depo, giriş katı yaşama mekânı olarak planlanmıştır.

Mutfak &ndash 'aşhane'

Evin ana mekânı olan aşhane yemek hazırlığı, yemek pişirme, yemek yeme, bulaşık yıkama, oturma, dinlenme, komşu ağırlama, imece yapma gibi günlük yaşamın gerektirdiği birçok ihtiyaca cevap vermektedir. Aşhane ailenin bir araya geldiği, günlük hayatın planlandığı evin en önemli mekânıdır. Aşhane aynı zamanda kadının ev içerisinde en çok zaman geçirdiği mekândır.

Aşhane yerleşim için seçilen arazinin arka tarafına yerleştirilmektedir. Aile bireylerinin ev içindeki yaşamlarının büyük bir bölümü burada geçtiği için kış aylarında yağıştan ve rüzgârdan korunmak amacıyla böyle bir yerleşim şekli tercih edilmektedir. Ev halkının yatak odaları ve evin girişi bu mekâna açılmaktadır, hayat`a, tuvalete ve evin diğer kısımlarına buradan geçilmektedir. Geleneksel kullanımda bahçe ile sürekli irtibatı olan insanın çamurlu ayakları ile içeri girebilmeleri için, aşhanenin döşemesi sıkıştırılmış topraktan yapılmıştır.

Aşhanenin en önemli alanı, ortada sürekli ateşin yandığı ve ocağın bu- lunduğu bölümdür. Bazı örneklerde ateş yanan bölüme yüksek kemerli, geniş bacalı ocak yapılmışken, bazılarında ise ateşin dumanları serbest olarak yükselmekte ve tavandaki boşluklardan dışarıya çıkmaktadır. Aynı zamanda duman çatıdaki ve evin diğer bölümlerindeki yapı sistemini oluşturan ahşabın çürümesi önlemektedir. Tavandan ocak üzerine asılan, yüksekliği ayarlanabilir ve çengeli bulunan zincir (keremul), yemek pişirmek için kullanılan tencere ve kazanları taşıması amacıyla kullanılmaktadır. Aşhanede yanan ateş yemek pişirme, su ısıtma gibi eylemlerin yanında, ısınma ve ev halkını bir araya getirme gibi özelliklere de sahiptir. Eve dışarıdan bakıldığında bacadan dumanların yükseliyor oluşu, o evde hayatın devam ettiğini göstermektedir.

Oturma Odası &ndash 'hayat'

Aşhaneden, bir koridor ya da holü geçtikten sonra, bazı örneklerde de doğrudan ulaşılan hayat evin manzaraya bakan yönünde yer alır. Her iki yanında birer veya ikişer oda bulunur.

Hayat`ın, aşhanede olduğu gibi ortasında yanan bir ateş yoktur. Aşhanede yanan ateşin etrafı islendirmesi, daha az ışık alması gibi sebeplerden ötürü daha aydınlık ve kolayca temiz tutulan, etrafında kıymetli odaların olduğu bu mekâna ihtiyaçduyulmuştur.

Hayat manzaraya bakan yönündeki sedirinde oturulan, dinlenilen bir mekândır. Etrafında misafir odaları bulunduğu için, daha çok bir geçiş mekânı özelliği taşımaktadır. Aşhane` den çok daha küçük mekânsal bo- yutlara sahiptir. Evin diğer bir ortak mekânı olmasına karşın aşhane kadar etkin kullanılmamaktadır.

Giriş &ndash 'küçük avla'

Evin ana giriş mekânı olarak kullanılmaktadır. Bu mekândan geçilerek aşhaneye ulaşılmaktadır. Bazı örneklerde evin ön cephesinde yer alan tuvalet ve banyoya da küçük avla`dan ulaşmak mümkündür. Evin arka cephesinde bulunan diğer giriş, bir koridora açılarak devamında aşhaneye uğramadan hayat`a ve diğer odalara geçişi sağlamaktadır. Arka kapının esas amacı, bahçede çalışmaktan gelen kişinin doğrudan tuvalete ve banyoya ulaşımını sağlamak olsa da, bu kapıdan eğer istenirse ve gerekirse konukların içeri alınabilmesi de mümkündür.

Misafir odası &ndash 'büyük oda'

Hayat`ın etrafında yer alan odalardan büyük olan odadır. Odada, manzaraya bakan pencerelerin önünde bulunan sedir düzeniyle oturma ve yatmaya olanak sağlayan büyük odada ısınmayı sağlamak amacıyla genellikle ocak bulunmaktadır. Daha çok konuk ağırlarken veya önemli bir amaçla konuklarla bir araya gelineceği zaman kullanılan odadır. Odanın bir cephesi boydan boya yüklük ve dolaplara ayrılmıştır.

Geçen günlerde ziyaret ettiğimiz bu laz konaklarından birisi bugün apart olarak kullanılıyor. Sahibi bize konak hakkında bilgi verdi. Doğanın içinde sakin bir hafta sonu geçirebileceğiniz konak, 1700 lı yıllarda inşa edilen ve adını soyadımızdan alan ` İNCELER KONAĞI`` 3000 metrekarelik geniş bir bahçe içinde (Lazca `Avla``) girişi 9 sıra yarım daire şeklinde kesme dere taşlarından yapılmış basamaklardan oluşan merdiveni ile konumlanmıştır. 

Yapıya asıl karakter ve dış görünüm kazandıran öğe ` Dolma`` ya da ` Göz Dolma ` denilen dere taşlarının 18 x24 ebadında kesilme ve tıraşlanması sureti ile elde edilmiş Dolma Taş Duvarlar dır. ``Boğaz Kesme`` yada `kurt boğazı``tekniği denilen ahşap ve tahtaların hiççivi kullanmaksızın birleştirilmesi sonrasında oluşan dikdörtgen şeklindeki bölümlere hazırlanmış dere taşlarının yerleştirilmesi ahşap ile taş arasındaki boşluklara kil ve kireçkarışımından oluşan macun doldurulması ile ortaya çıkan bina cephesi görünümü ile yerli yabancı tüm konukların ilgi odağı,Doğu Karadeniz`inde mimari açıdan gururu olmuştur.

Merdivenlerden çıkılarak girilen üst katında girişte bugün antre dediğimiz Lazca `Küçük Avla`` denilen bölüm ile Küçük Avla dan da girişin sağlanabildiği tuvalet ve banyo mekanı vardır. Eve dışarıdan saplanmış gibi duran bağımsız çatısı ile bu mekanın konağın içinde ama dışa dönük ayrı bir tarzda konumlanmış olması 300 yıl önce düşünülmüş banyo tuvalet işlevlerini hijyenliği ile bütünleştiren ideal çözümdür. Konağın `Batı cephe`` tarafında aynı şekilde ikinci bir banyo tuvaleti ve Haremlik bölümüne giriş merdiven ve kapısı vardır. 

Yarım ay şeklindeki giriş merdivenleri ile binanın arasında bulunan boşluk konağa gelen misafirlerin ayrılırken atlarını buraya getirmeleri ve boylarına uygun basamaktan atlarına binmelerini sağlamak için bırakılmıştı. Bir kazaya neden olmamak için bu boşluk örülerek tamamlanmıştır.