Uzun zamandır söylüyorum Türkiye’nin sessiz gücü aslında bildiğimizin çok üzerindedir.
Siyaset, hedef gösterdiğinde güçlü kurumları gider o hedefi gerçekleştirir.
Bugün size çok az bilinen dört sene öncesine giden tarihi bir olayı anlatmak istiyorum.
2020 yılında Libya’da tarih yazıldı.
Türk deniz kuvvetlerinin leventleri ve neferleri tarihi bir vazife yaptı.
Biliyorsunuz CNN Türk televizyonunda da katıldığımız programlarda Libya ve Türkiye arasındaki ilişkilerin çok önemli olduğunun altını hep çizdik.
Zaman zaman harita üzerinde detaylarıyla aktardık.
Yunanistan’ın düşmanlarımızla beraber Akdeniz’i işgal girişimlerini önlemek için Türkiye deniz kuvvetleri ile beraber Akdeniz’de ciddi bir varlık göstermeye başlamıştı.
Bu dönemde Türk deniz kuvvetlerinin zaman zaman çatışmalara dahil olacağı ve hava sahasının kapatılacağında kimsenin tahmini yoktu.

Özellikle emperyalist Hafter, ordusuyla Trablusa girmeye hazırlanırken 4 Ocak 2020’de haftere ait insansız araçlar trablus’ta bulunan askeri okula saldırı düzenledi ve 30’a yakın öğrenci hayatını kaybetti ve böylece Türkiye’nin Libya’ya daveti ile girişi başladı.
O dönemde birleşik Arap Emirlikleri tarafından verilen Çin yapımı wing Long 2 silahsız insansız hava aracını vurduk belki de bu vurulan insansız araç 30 öğrenci öldüren insansız hava aracıydı ve böylece Türkiye teker teker deniz üzerinden hafterin ihalarını etkisiz hale getirmeye başladı.
Bunun üzerine hava sahasında uçuşlar azaldı ve hava desteğini hafter kaybettiği için sıkıntıya düşmeye başladı.
Bakın özellikle ulusal savunma ve strateji dergisini tırnak içinde ifade ettiği gibi “Türkiye tarihinde ilk kez gemiden yapılan atışla hava hedefi vuruluyordu”…
TCG Giresun Fırkateyni üstüste insansal araçlarına darbe indirdi özellikle iki atış yüksek hassasiyetle yapıldı ve deniz kuvvetleri personelinin başarıyla taçlandırdı.

Bunun üzerine Libya’ya Suriye’den su 27 ile mig 29 ucaklari gönderildi; bunlar haftere hizmet etmeye yola çıktılar ve Türkiye bu bilgiye ulaşıyordu.
Ankara, milliyeti belli olmayan bu uçakları takip ediyordu, gemimiz de bunları radarlarla izledi ve üç adet muharip jetin Cufré havalimanından kalktığını tespit etti.
Bunlar 500 not üstünde hıza ulaşıyordu ve radarımız tespit etmişti.
Saldırı başlamadan atış kontrol radarımızın menziline girdiğinde personelimiz kilitlemeyi yaptı ve bunun üzerine iki uçak üsse geri dönmek zorunda kaldı ancak bir tanesi Türk askerine doğru yaklaşıyordu.
Füze atışa hazırdı ve füzenin menziline girdi.
Ama Ankara’dan vurmayın emri geldi.
Muhtemelen bu uçak rus ordusuna kayıtlıydı.
Ancak muhtemelen uçak pilotu Araptı.
Uçağı değil ama sihalardan birini vurduk ve Libya’da yaptığımız bu atışı bayraktar TB- 2 insansız hava aracı takip etti ve görüntüleri anlık olarak Ankara’ya aktardı.
Türk deniz görev grubu başarıyla hedef vuruken, genelkurmay ikinci başkanı atışı anlık izledi ve denizden -  havadan işbirliğine şahit oldu.
Bizim deniz gücümüz neredeyse 143 gün Libya’da görev yaparken hiç limana uğramadı.
Bu bir anlamda donanma rekoru oldu.
Daha önce Amerikan donanmasının usg Akihito gemisine ait olan 161 günlük rekor kırılmış oldu.
Türk donanmasından TCG Giresun gemisi bu görevlerde 182 gün denizde kaldı.
Gemi personeli 6 ay boyunca ailesini görmedi,
Karaya ayak basmadı…

Bu şunu ortaya koydu; lojistik destek gemilerimiz çok önemlidir…
Evet 28 Ocak 2020’de tarihi ilk füze atışını yaptıktan sonra nato ülkelerinden İtalyan donanması da Türk deniz gücüne karşı yaklaştı.
Onlar bize karşı çıkmak niyetinde değildi ama hafter’e darbe vurmak istiyordu.
İtalyanlar astar 30 füzesi kullanıp İHA’yı vurmak istiyordu ancak biz vurmuştuk.
Bu atışla İtalyan Donanması’ndaki hava savunma füzesinden daha uzun menzile sahip atış imkanımız olduğunu ortaya koyduk…
Biliyorsunuz İtalyanlarla Libya’da 2010 yılında da karşı karşıya gelmiştik Kaddafi devrilirken.
O dönemde Türk donanması tahliye için oradaydı.
Unutmayın Türk bayrağını gören Libyalılar hiçbir zaman gemilerinize atış yapmadılar…
Ancak İtalyan Fransız yunan gemileri o dönemde de limanlara giremedi ve Türkiye’den yardım istemişti.

Hatta trablus açıklarında hafterin askerleri yanlışlıkla yunan Fırkateyni hidra’yı vurdu ancak bunu da Türk gemisi zannederek yaparken sonradan yunan olduğu anlaşıldı. Bu da gizli tutulan bir büyük Hafter yunanistan işbirliği kara belgesiydi…

Ne yazıkki Yunanistan’ın rezil durumlarını Libya’da artık herkes biliyor, libyanın parçalanmasına hizmet edenlere hizmete giderken Hafter yunan gemisini vuruyor ve yunan hükümeti halkına yalan söylüyordu…

O dönemde Almanya yunanistan Fransa ve kısmen Rusya birlik olarak Libya’da Okulları vuran bölücü hafteri destekliyordu ve bunun sonucu yunan savaş gemisi hidra Hafter tarafından “yanlışlıkla “ hedef alınıyordu…
Deniz görev gücümüze beş adet F 16 ve  1 adet tanker uçağı ile iki havadan erken ihbar ve kontrol uçağımız destek verdi.
 Libya hava sahasına girmedik ancak uluslararası sularda bulunduk ancak “F16larımızın ve kahraman pilotlarımızın kahraman denizcilerimizi selamlaması” yine tarihe geçen anlardı…

İlk defa düzenlenen bu yöntemle uçaklarımız eşzamanlı olarak donanma unsurlarıyla işbirliği yapıyor ve bu tecrübe Silahlı kuvvetlerimizin tarihine altın harflerler yazılıyordu.

Libya’da gizli mücadeleye ilişkin olarak son bir bilgi daha verirsek yine karşımızda İtalyanlar iı görürüz.
Bu kez Türk deniz kuvvetleri (denizaltımız yok ancak) ile İtalyan denizaltısı karşı karşıya kalıyordu.

İtalyanlar hiçbir şekilde bilgi vermeden gemimize yaklaştı “10 km uzaklık 40 metre derinlikte “ deniz gücümüz bunu tespit etti.ve İtalyan olduğu anlaşıldı ve çok tehlikeli yaklaşmalar sırasında İtalyan denizaltısını vurabilirdik…
 Bu da 2 nato ülkesinin karşı karşıya gelmesini ortaya koyacaktı!

İşte size sırları, yazılmayanları, az bilineneleri ile denizde havada karadaki kahramanların sınır ötesindeki vatan mücadelesinden kesitler.
Gün geçer, zaman ilerler ve tarih kahramanları tekrar gün ışığına çıkartır.
İlelebet Türk devleti…