Öğretmenlerin, öğrencilerin ve eğitimin kalitesini arttırmak ve benzer durumlar için her şehirde her okulda yeniden Amerika`yı keşfetmemek için yapay zekâ eğitim sistemlerinden yararlanılabilir.

Öğrencilerin yeteneklerini ve bilgilerini daha kişiselleştirilmiş hale getirebilir. Aynı şekilde öğretmenlerin de kullanacağı yöntem ve teknikleri, kullanabilecekleri en etkili örnekleri öğretmenin algı, davranış ve birikimine göre geliştirebilir.

Yani yapay zekâ dediğimiz yazılımlar, bir uçakta, trende, otobüste yolculuk yapan her bireyin kendi hızına, karakterine, birikimine, anlayışına uygun şekilde kendilerini geliştirmelerine yardımcı olacaktır.

  • Hangi tip öğrenci için hangi öğretmen en çok fayda sağlayabilir?
  • Farklı tip ve ortamdaki öğrenciler daha önce nasıl ilerlemiş?
  • Bu öğrencilerle hangi sonuçlar alınmış?
  • Kullandıkları yöntem ve tekniklerle eğitim hedeflerine ulaşabilmişler mi?

Yapay zekâ, bütün bu süreci her türlü somut veriyle destekleyebilir. Lafın kısası, aynı durumlar için tekrar tekrar başa dönmemiş oluruz. Bilinen, sonuçalınan en etkili yöntemlere kolayca ulaşabiliriz.

Yapay zekâ eğitim alanında ve diğer alanlarda güçlendikçe güçlenecek ve sadece bu işin mutfağında olan, bunu geliştiren büyük ülkeler ya da büyük olma eğiliminde olan ülkeler, şirketler onu kontrol edilemez bir güçhaline getirebilir.

Bugünden yatırım yapan, kafa yoran ülke ve şirketler hem finansal kaynaklar anlamında hem de tecrübe anlamında birbirleriyle rekabete gireceklerdir. Yarışın gerisinde kalan ülkeler de ezilmeye yönetilmeye ve farklı şekillerle sömürülmeye devam edileceklerdir.

Yani geçtiğimiz asırlarda 'ok, kılıç, delikli demir, makineli tüfekler, nükleer sistemler, atom bombaları, bilgi çağı neleri etkilemiş ve neleri değiştirmişse şimdi onun hepsini yüze bine katlayan yapay zekâ sistemi var. Aradaki farkı hayallerinize bırakıyoruz.

Nasıl ki geçtiğimiz asırlarda diktatörlerin veya vicdansız şirketlerin toplumu nasıl olumsuz etkilediğini tarih kitaplarında okuyorsak bu dönemin de olumlu ya da olumsuz etkilerini birileri okuyacaktır.

Geçmişteki ve günümüzdeki insanlar için yıkıcı silahlar 'ok, kılıç, delikli demir, makineli tüfekler, nükleer sistemler, atom bombaları ; vb.' ne ise gelecek için de makine egemen yapay zekâ eğitim sistemi, o olacaktır.

O yüzden ısrarla, insani ve İslami değerler yaşanmalı vurgusunu birçok kez yineledik. İnsancıl yapay zekâ sistemleri gelişirse tehlikenin boyutu daha kolay hesap edilebilecektir.

`height=

İnsanlar bazen farklı kimlik davranış ve tutumlarını bir olay üzerinde özgür iradesiyle sergileyebilir. Kısacası, duygularla yapılan eylemler bazen mantıksal olarak açıklanamaz.

Biz bazı durumlarda sevmediğimiz, pek de bir araya gitmediğimiz insanlarla hemfikir olabiliriz. Hemfikir olmamız o insanın yaptıklarını kabul ettiğimiz anlamına gelmez. Yani çelişkili durumları aynı insan veya olay üzerinde yaşayabiliriz.

Makinenin egemen olduğu yapay zekâ sistemi bu durumu çözemez. Tabir caizse 'motoru yakar.' Ancak bu motor yakma işinin sonucu bizi etkiler. Yani arada yanan -makinenin mantıksal hesabına göre- biz olabiliriz.

Yapay zekâ algoritmaları insan davranışını taklit edecek şekilde gelişmiş olsa da bunu her davranış karşısında ortaya koyamaz.

Bizim' Vayy! canımsın, helal be, koçum benim, eh işte!' gibi ifadelerimizi makineye hangi yazılımı yüklersek yükleyelim olmayacaktır. Bizim kullandığımız anlamı veremeyecek ve zamanlamayı yapamayacaktır.

Ses olarak taklit etse de o duyguyu, oradaki anlamıyla vermesi şimdilik mümkün görünmüyor.

Yapay zekanın fethedemeyeceği son kale, 'hikmet, ahlak, ideoloji, manevi ve kısmen milli değerler; vb.' olacaktır.

Eee! Bizi de insan yapan bu değerlerdir. Derdimiz sadece, üretmek, para kazanmak, araba sürmesini öğrenmek, turşu kurmasını, bisiklete binmesini, ciğerin odun ateşinde pişenini yemek değil ki;

Ey Yapay Zekâ!

'Bazen kimsenin hayal edemeyeceği şeyleri kimin yaptığını kimsenin hayal edemeyeceği insanlardır. (Alan Turing)' diyen insanın sözünü hiçbir zaman bir insan gibi yorumlayamayacaksın. Çünkü bu iş bir inançve kimilerine göre de ilham verme işidir.

Yapay zekâ da hep insandan ilham almaya devam edecektir.

Sözü bitirirken şunları söyleyebiliriz:

Yapay zekâ ölçülebilir, kontrol edilebilir olmalı ve anlamlı sonuçları özel alanda kalmalıdır. Geniş yorumlara açık olsa bile. Yapay zekadan beklentilerimiz, çiçeğin kokusunu almak, yerdeki çakıl taşlarının sesini duymak kadar gerçekçi olmalı ve biraz da mizahi unsurları barındırmalıdır.

Kâbe-i Muazzama, Medine-i Münevvere ve oraların her taşına ve toprağına olan sevgi, muhabbet makinelerin veya algoritmaların yapamayacağı ve anlayamayacağı güzellikler ve davranışlardır.

Bu muhabbetin içinde, heyecan vardır, gönülden gönüle yol vardır. Hayal, umut, göz yaşı muhabbetin tarif edilemeyen halleridir, bu mukaddes mekanlarda. Yapay zekâ, büyük şirketlerin egemenlik aracı olabilir, elindeki sopa olabilir ancak insanî ve İslamî olan güzellik, elbette ki ebedidir.

Yaratılanı hoş görmek için insan gibi yaşamalısınız. Nisan yağmurunun rahmet olduğunu, orucun sabırla Allah için tutulduğunu, bir bebeğin kollarınıza teslim oluşunu, makineyle izah etmek çok zor olsa gerektir.

İnsan kusurludur, eksikleri vardır. Bu yüzden her duamızda acziyetimizi ifade ederiz. O`nun geniş, sınırsız mağfiretine el açarız. 'Kusursuz dost arayan dostsuz kalırmış. (Mevlâna)' sözüne inanırız. Muhatabımıza hoş görülü oluruz, toleranslar yani ikinci, üçüncü şansı veririz ki kusurları beraberce azaltalım.

-'Eee, söyle bakalım Yapay Zekâ!

-Sen de bizim kadar hoş görülü olabilir misin?'

                                                                                          (Yapay zekâ, serisinin son yazısıdır.)