Yakın gelecekte biyoteknoloji, savunma, otomotiv, kozmetik, uçaklar, batarya, bilişim, tarım, telekomünikasyon, dijital okuryazarlık konularıyla ilgili meslekler ve bunlarla ilgili üretim faaliyetleri katlanarak artacaktır.

Bahsettiğimiz alanlarla ilgili değişim kaçınılmaz olacaktır. Otomotiv, şu an bindiğimiz arabalarla değil, uçan, elektrikli, direksiyonu olmayan ve hayallerinizi zorlayacak sistemlerle şekillenecektir.

Batarya sistemleri her geçen gün daha da küçülecek ve çok daha kilit noktada olacaktır. Tarım tamamen makinelerle neredeyse insan eli değmeden yapılabilecektir. Pazarlama, sunum tarzı da çok daha farklı olacaktır. Filmlerde gördüğümüz 'tablet, mikro yiyecek kapsülleri' devreye girebilir.

Kişisel becerilerimiz ve farklılıklarımız bizi diğerlerinden bir adım öne taşıyacaktır. Ayrıca iş birliğine açık olmamız, ekiple iş yapabilme kabiliyetimiz de çok daha ön plana çıkacaktır.

Kitap okumak ya da ekran okumak, yirmi birinci yüzyılın en önemli işlerinden biri olacaktır. Yeni sistemleri tanıma, anlama ve yorumlayıp yeni projeler ortaya koyabilmek için daha çok okumak zorunda kalacağız.

Okuma ve anlama faaliyeti birçok işin püf noktası konumunda olacaktır. IQ testlerinde matematik birinci planda iken 2015 yılından bu yana, 'Okuma Anlama' birinci plana alınmıştır. Test, ezber, tek yönlü bilgi aktarımından vazgeçmeliyiz.

Bunların yerine eleştiri, uygulama, yorum, iletişim, bağımsız ve farklı fikirler hâkim olmalıdır. Tek doğru cevabı veren değil farklı bakış açılarını kullanarak birden fazla doğru cevabı vermek daha da önemli olacaktır.

Bilgi aktarma işi, bildiğimiz şekliyle hemen hemen bitiyor. Artık bilgi her yerde! Asıl mesele o bilgiyle yeni yollar keşfetme işi artık. 'Yeni şeyler söylemek lazım cancağızım!' meselesi yani.

Evrensel eğitim modelleri ilerleyen yıllarda daha çok yaygınlaşacak. Paylaşım her alanda artacak. Dünyanın kaynakları konusunda da bu paylaşım olmak zorundadır. Hepimiz aynı gemideyiz. Geminin de her yerini biliyoruz artık.

Ancak bu evrensel metotlar, her toplumun kendi kültür birikiminden geçtikten sonra ete kemiğe bürünecektir. Olduğu gibi alıp uygulamak zaman ve para israfından başka bir şey olmayacaktır. Ayrıca bir nesli yok etme ihtimalini de unutmamak gerekir. Seçilip süzgeçten geçirilerek uygulama sahasına konulmalıdır.

`height=

Mesafe kavramı teknolojiyle aradan kalkalı çok oldu. 'Dünya küçük bir köyden ibarettir.' sözü yerini, 'Dünya artık avucumuzda bir oyuncak.' sözüne bıraktı çoktan. Köyden çok daha da küçük yani ve oyuncağımızı çok iyi tanıyoruz.

Eskiden köyün haberleri çok önemliydi, ilçenin, ilin, ülkenin haberleri derken dünyanın haberleri, köyün haberleriyle aynı noktada artık.

'Kişiselleştirilmiş eğitim modeli' olmazsa olmaz hale gelmiştir. Bununla ilgili birçok makale, program örnekleri mevcuttur. Kişiye göre eğitim kesinlikle önemli. Tüm öğrencilere aynı sorular soruluyor ancak hepsinin aldığı eğitim, hepsinin maddi imkânı, çoklu zekâ ortamına göre öğrenme şartları çok farklıdır. Dolayısıyla herkes kendi öğrendiği bilgilerden kendi kapasitesine göre sorgulanmalıdır.

Diplomalı işsiz ordularının dönemi sona ermiştir, yerine

  • 'Ben iyi bir yazarım ve şu eserlerim var.'
  • 'Ben iyi bir biyoteknoloji uzmanıyım, şu araştırmalarım, şu ödüllerim ve şu projelerim var.'
  • Dijital yazılım uzmanıyım ve örnek yazılımlarım şunlardır.' dönemine adım attık, artık. Bu aşamadan sonra da geriye dönülmez herhalde.

Yine araştırmalarda görülmüştür ki, öğrencilerimiz yaz döneminde ya da fırsat verilen zamanlarda gittikleri stajlarda çok daha başarılı olmuşlar ve çok daha iyi öğrendikleri ortaya çıkmıştır. Denenmiş ve ispatlanmış bir model. Çünkü staj gerçek yaşamın ta kendisidir, o yüzden daha başarılı olmuşlardır. Kısacası teorik değil hayata dokunan, ayakları yere basan bir eğitim modeli planlamalıyız.

Yine 'dil' eğitimi çoktan bitmiştir. Bunun da örnekleri vardır. İhtiyacı olan birisi 5-6 ay, bilemediniz bir yılda istediği ve ihtiyaçduyduğu bir dili öğrenmiştir. Oysa biz Anaokulundan, üniversiteye öğretemiyoruz. Burada suçlu kesinlikle öğretmenlerimiz değil. Kabullenmeme durumu, zihin meselesi, ihtiyaçgörüp görmeme durumu yani.

Kısacası eğitimin geleceği, hayal ettiklerimizin çok ötesinde olsun, istiyoruz. Bunu, biz planlayalım, biz yazıp çözelim ve biz üretelim. Yazılım ve içerik bize ait olursa tadından yenmez! İşte biz bunu başarmalıyız.

Eğitim, Batı`dan aktarma şeklinde değil de kendimize ait değerlerle sunulmalı. Tohum da tarla da üreten de tüketen de biz olmalıyız. Başkasının tohumuyla, tarlasıyla, işçisiyle, alet edevatıyla yol alamayız. Her daim yolda kalırız.

Eğitimin yolu çok meşakkatli ama sonu baldan tatlı bir yoldur. Bu yolculuk için herkes

  • 'Ben neyi, nasıl yaparım?'
  • 'Eğitime nasıl katkım olur?'
  • 'Hayalimdeki eğitim modeli nasıl olmalı?'
  • Yeni modellere, fikirlere hazır mıyım?

...sorularına çok net cevaplar bulmalıyız. Sadece eleştiren, sorunları dile getiren değil de çözüm yolları gösteren fikirlere çok ama çok ihtiyaçvardır.

Elimizi değil, gövdemizi taşın altına koyma zamanıdır.

'Yorum Ekle' bölümüne 'eğitime dair fikirlerinizi' ekleyebilirsiniz.