Hepimiz bu hayattan güzel şeyler bekliyoruz. Temennilerimiz hep pozitif, düşüncelerimiz hep iyi niyetli. Peki farkında mısınız, hayatımızın hep bir yarış halinde olduğunun? Aslında kendimiz içinde koşmuyoruz hiç. Hep birilerinin veya birisi için koşuşturma halindeyiz. Okul hayatımız boyunca ailemizin, komşunun çocuğunu bize örnek göstermesi yüzünden daha zeki ve daha iyi bir okulda okumak için ders çalıştık. Eğitim hayatımız devam ederken seçtiğimiz bölüm, arkadaşlarımızınkinden daha iyi olsun diye çabaladık. Okul bitti mezun olduk. İş hayatına atıldık. Bu kez iyi bir terfi alabilmek ve iyi bir araçsahibi olabilmek için çalıştık. Biz hep çalıştık. Ama hep birilerinin üstünde olmak için çalıştık. Aklımız başına geldiğinde en çok şu cümleyi duyarız: 'Neden bu bölümü okudun?' denildiğinde ya ailesinin bu meslekte olduğundandır ya da ailesinin bu mesleğe zorlamasındadır. 
Hep derim kişi elinin yatkın olduğu, düşüncesini anlatabildiği bir iş yapmalı. Şimdi bu yazımı okurken herkes hayatını, mesleğini gözden geçirmiştir. Maalesef aynı gökyüzü altında ayrı tatları almaya devam ediyoruz.

Dostlar! Hayat bir yarış; Hepimiz kendi maratonumuza koşuyoruz. 
Ve muhakkak çizgiyi göreceğiz. Hayat bu kadar kısa ve bu kadar basitken, 
ciddiye alınacak şey üst bir mevkimi? Yoksa gülüşlerimiz mi?

Hadi toparlanalım. Ve kendimiz için bir şey yapmaya çalışalım.
Anlaşılmak için ter dökmeyelim, insanlar anlattıklarımızı anlamaya çalışsınlar.
Mesleğin ne olursa olsun, hayallerin ile ilgili bir adım at artık.
Bugün zaman geçiyor, yarın çok geç;