Son dönemlerde genel veya yerel seçimler olsun muhalefet daha doğrusu kendini sol olarak gören medyada bir kıpırdanma dikkat çekiyor. Yani kimi kalemler yahut ekran yüzü o gazeteden bu gazeteye, şu TV kanalından öteki TV’ye.

Özellikle 2019 yerel seçimlerin hemen ardından, izaha giriştiklerimiz, keskin bir şekilde ortada duruyor. Aslında daha önce de oluyordu ama o kadar net şekilde anlaşılmıyor, anlaşılamıyordu.

Elbette kıskançlık durumları da var.

Daha oraya gelmedik! 2019’da dolanmaya devam edelim.

31 Mart 2019 yerel seçimlerinin hemen ertesinde Halk TV’de tasfiyeler başlamış, kanalın yokluk zamanlarında emek verenler birbiri ardına kapıya konmuştu. Ardından sırasıyla günümüze kadar popülist isimler kanalın kadrosunda yer almaya başlarken, önceki emek verenler sosyal medya üzerinden mesleklerini icra etme yoluna gitmişlerdi.

O arkadaşlar ilk başta biraz zorlandılar ama şimdi öyle mi? Pek sanmam! Mesela daha önce Halk TV’nin genel yayın yönetmeni olan Şaban Sevinçhâlâyaşıyor ve Bizim TV’de mesleğini icra ederken farklı kanallarda da yorumlar yapmaya devam ediyor.

Bu arada Halk TV örneği veriyorum zira sol’da yahut muhalefet denilen kesimde en keskin değişimler bu kanalda yaşandı. Öte yandan bu kanal daha önce CHP’nin malıydı. Sonra bir sürü falan filan işte…

Yıllar önce Ankara’da Halk TV’nin yayın stüdyosunu görmüştüm. Teknik imkanları normal bir yerel kanalın standartlarında bile değildi. Bunu küçümsemek için söylemiyorum. Geçenlerde bu kanal sunucularından biri TV’nin muazzam yeni stüdyolarından bahsetti. Sanırım İstanbul’da yeni bir mekan oluşturmuşlar. Hayırlı olsun diyelim. İşte sunucunun sözlerinden sonra aklıma yıllar önceki Halk TV gelmişti.

Yeni bir medya kurulduğunda yahut bir medya kuruluşu daha da büyüdüğünde ve imkanları genişlediğinde samimi söylüyorum, sevinir ve mutlu olurum. Oradaki meslektaşlarımızı düşünür, mesleklerini daha iyi şartlarda devam ettireceklerine umutlanırım. Bir de derim ki, “Tamam, meslekte hâlâiş var.”

Çeşitli meslek gruplarından bütün işsizlere üzülürüm. Fakat işsiz gazeteciye daha çok… Burada kayırmacı olduğumu sanmayın. Bilenler bilir, işsiz bir gazeteci başka bir sektörde çalışmak istese de çalışamaz daha doğrusu pek çalıştırmazlar. Yani gazeteci “Olmadı pazarda limon satarım,” diyemez! Fakat yine de hayatlarını sürdürmek, maişetlerini temin etmek zorundadırlar. Bu vesileyle de onlara selam olsun!

***

Neyse… Bu kadar retorik yeter sanırım.

Önümüzde yine seçim var. Meslekten arkadaşlar yine oradan oraya, şuradan şuraya transfer olmaya başladı. Böylesi transferler normaldir ve mesleğin gerçeğidir. Gazeteci yer değiştirdiğinde akıllara “Acaba ne kadar aldı?” Kovulduğunda ise “Neden, ne yazdı, kime dokundu?” gibi sorular akıllara gelir klasik şekilde.

Şimdi burada yine Halk TV örneğinden devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi gazeteci İsmail Saymaz ani bir kararla Halk TV’den ayrıldığını ve Sözcü’ye geçtiğini duyurmuştu. Sonrasında Halk TV yaptığı açıklamada, Saymaz’ın ayrılığını profesyonelce ve etik bulmadığını, sözleşmenin daha süresi olduğunu belirten ifadelere yer vermişti. Burayı hızlı geçiyorum. Aşağı yukarı bu gelişmeler kamuoyunda biliniyor.

Fakat toplumda, benim de dahil olduğum bir kesim, İsmail Saymaz’ın yaptığının doğru olmadığına kanaat getirmişti. Birkaçgünü böyle düşünceler içerisinde geçirmiştim. Doğal olarak meselenin içyüzünü de bilmiyoruz. Şu soruyu da sorasımız gelmedi değil:

“İsmail Saymaz, hak, hukuk ve mücadele söylemleri mesleğinin icrasında temelini oluşturuyor. Bu nasıl bir ayrılık?”

Saymaz’ın mesleğini dikkatli sürdürmesi belirgin özelliğidir. Bekleyelim dedik ve ortaya çıkar nasıl olsa. Tam böyle düşünceler içerisindeyken gazeteci Hadi Özışık’ın Türkiye gazetesinden Cem Küçük ile You Tube kanalında yaptığı program önüme düştü.

Hadi Özışık yenilikçidir, Türkiye’nin ilk internet haber sitelerinden birini de kurmuştur. Mesleğini severek yapıyor ve yeniliğe de devam ediyor. Sosyal medya platformlarından kitlesine seslenmeyi sürdürüyor.

Nedense görünümü bana “Çok kitap okuyan şahsiyet” gibi gelen ve mesleğin nezaketli isimleri arasında gördüğüm Cem Küçük, konuk olduğu Hadi Özışık’ın kanalında İsmail Saymaz, Halk TV ve Sözcü’ye dair ilginçşeyler söyledi. Kendilerini sol’da, bu nasıl sol ise, başka tabirle muhalefette görenlere dair önemli iddialar ortaya atan Cem Küçük’ün anlattıklarından ben şunu çıkardım.

İsmail Saymaz, Sözcü’deyken bir baskı altındaydı ve özellikle Yılmaz Özdil baskısı. Sonrasında iyi bir rakamla Halk TV’ye geçti. Şimdi seçimler yaklaşınca büyük ihtimal yine “ayar” dönemi başladı. Baktı olmuyor, İsmail Saymaz tekrar eski yuvasına döndü.

Bu arada Hadi Özışık ile Cem Küçük Sözcü’den ayrılan Yılmaz Özdil hakkında önemli iddialarda bulundular.

Mesela, Yılmaz Özdil kendinden başka kimseyi sevmezmiş! Sözcü’de illa kendisi popüler olacakmış!

İsmail Saymaz, Halk TV’den önce Sözcü’de iken deyim yerindeyse, epey baskı görmüş. Mobbing yani… Zaten bu yüzden Halk TV’ye geçmiş.

Neticede Yılmaz Özdil Sözcü’den ayrıldı.

İsmail Saymaz tekrar eski yuvası olan Sözcü’ye dönmüş oldu!