Bu yazıyı kaleme aldığımda gelen bilgiye göre İslahiye başka bir yerleşim alanında inşa edilecek. Bu karar diğer yerler için de alınacaktır diye düşünüyorum. 

Maalesef deprem kaybımız 30 binleri buldu. Sayı bu rakamda durmayacak belli. Ama enkaz altından canlı çıkarılanların haberini hala alıyor olmamız az da olsa acımıza su serpiyor. Herkesin bahsettiği konulardan bahsetmeyeceğim ya da şimdilik az konuşulan bir konuya değineceğim.

Elbette depreme gelene dek alınmayan önlemler, denetimler, imalatlar, deprem sonrası müdahale ve kurtarma çalışmaları, teknik donanım, konusunda eğitimli insan kaynağı, malzeme ihtiyaçlarının depremzedelere ulaştırılması vs. ve en önemlisi de koordinasyon bunların hepsi sorgulanacak, sorumlular bulunacak. Yazılacak çizilecek. 

Gönül ister ki öncelikle canlı olarak bu olmazsa cansız da olsa herkese ulaşılabilsin. 

Tabii enkaz  altında kalan kurtarılmayı beklerken yaşadığı ve anlatılmaz sıkıntılar varken bir yandan da sağ kurtarılan veya sarsıntıdan enkaz altında kalmadan kurtulan vatandaşlarımızın çadırlarda yaşam verme mücadelesi de var. Devlet ve millet hem enkaz altında kalan hem de depremzedelere el uzatıyor, elinden geleni yapıyor. 

Bundan sonra ise daha da büyük işimiz var ülkece.

Neredeyse 10 ilin tamamını kanalizasyon - doğalgaz &ndash elektrik- telefon vb tüm alt yapısıyla yeniden ve belki de başka bir alanda inşaa etmek, hayatta kalanlara iş- aş sağlamak, her derdine merhem olmak, gençlerin eğitimini tamamlama imkanını sunmak, adli ve idari hizmetlerin devam etmesi gibi çok önemli görevler bizi bekliyor. 

Tüm bunlar ağır sorumluluk ve takip gerektirirken ekonomik boyutta da hafife alınmayacak maliyet oluşturacaktır. Bunu kaldıracak güçteyiz.

Ancak şimdi ağlayıp - sızlayıp, yaraları sarıp hatta 10 ili inşa edip Allah devlete millete zeval vermesin` demek yetmeyecek.   

Asıl mesele ders almak. Ders alırken notları almak; Deprem fay hatları üzerinde bulunan ülkemiz için Başımıza Gelmeden` yeniden ağlayıp sızlamaya başlamadan Gereken neyse` her şeyi yapmak lazım. 

Kentsel dönüşümlere hız verilmeli hatta bazı bölgeler için zorunlu hale getirilmelidir. Taşların başımıza yıkılmaması için taşın altına herkes elini koyacak ve sorumluluklarını yerine getirecek. Siyasi gelecek kaygısı yaşamadan yapacak herkes bunu. Aksi taktirde vatandaş yaşamazsa siyasetçinin de bu vatanın da geleceği olmaz. 

Deprem gelecekte var olmamız yada ok olmamıza kadar darbe vurabilecek bir unsur. Bunu böyle bilmek gerek ve ona göre her ne gerekiyorsa neye mal olacaksa satır satır uygulamak zorundayız.

Bu işin lami cimi yok!

Başımız sağ olsun, geçmiş olsun.